Susma! Susarsan, inanırım...
İnsan ne zaman susar? Diyecek sözü kalmadığında mı? Yoksa, dinleyeni olmadığında mı? Belki de öldüğünde, kim bilir... Peki ya ruhlar? Ruhlar konuşabilir mi? İnsan sadece et parçasından ibaret değil ki sonuçta... İnsanlar ruhlarıyla konuşur. Bazen sevgi dolu ifadelerle solmuş bir kalbe dirilik suyu olur, onu diriltir, bazen de sert, keskin
“Bu kadar genç, böylesine küçükken, bu kadar çok sevilmek hiç iyi bir şey değil. İnsanda kötü alışkanlıklara yol açıyor.Her şeyi yaşadığınızı sanıyorsunuz.Her şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz ve olanlar size sıradan şeylermiş gibi geliyor. Gözünüzü daha yukarı dikiyor, doyumsuz oluyorsunuz.Gözlüyor, umut ediyor, bekliyorsunuz.Böyle bir anne
Sayfa 34
Reklam
Ne var ki soruyu sormakla sağlanan uyanış, hep elde tutulabilen bir kazanç olmayabilir. Soruyu sorar, onun zimni cevabını bazı sarih ifadelerle biçimlendirip güçlendirebiliriz. Niçin savaştığımızı bildiğimizi kabul ederiz. Bu belirgin kabul öyle noktalara varabilir ki bizler, böyle bilgiç bilginliğimiz İçinde ilk sorduğumuz sorunun değerini
Zor zamanlar geçirir, size acı veren şeyler yaşarsınız. Bunları unutmak mümkün olmaz yalnızca acılarınızı bastırırsınız. Sonra hayatınıza birileri girer ve siz onlara bastırdığınız acıları açarsınız, amacınız yalnızca bu duygulardan kurtulmaktır. Onlara en derin duygularınızı paylaşır, sizi anladığınızı düşünürsünüz ve bu sizin onlarla bağ kurmanızı sağlar onlara bağlanırsınız. Sonra bir öğrenirsiniz ki Sizi arındırıp iyileştirdiğini düşündüğünüz insanlar meğerse sizi daha büyük bir yıkıma götürmek için hayatınıza girmiş. Yaşadığınız travmaları tekrardan ortaya çıkarmış. Kendinizi bulduğunuz, bir defa izleyip daha sonra hiç izlemediğiniz izlemek istemediğiniz izleyemediğiniz filmi izlemenize, bir defa okuyup daha sonra hiç okumadığınız kitabı okumanıza, bir defa dinleyip daha sonra dinlemediğiniz şarkıyı tekrar tekrar dinleyip bastırılan acıları yeniden yaşamınıza sebep olmuştur. Anlayacağınız sizi uçurumun kenarına bırakmıştır. Hayatınızın geri kalanını da duygusuz bir insan olarak devam etmenize sebep olmuştur. Oysa bu zararlı varlıklar hayatınıza hiç girmeseydi belki de hayatta hep umudunuz olacaktı. Güven, sevgi, sadakat, dürüstlük, şeffaflık, merhamet, şefkat... Bu duyguların var olduğunu dair umutlar... Şimdi siz sizden çaldıkları bu duygular için onları hayatınızdan çıkarın tüm yaşanmışlıkları unutun ve bu kısa ömürde yalnızca sizi gerçekten seven ve değer veren insanlarla mutlu olmaya çalışın.
... +93
Hürmetten şöhrete kadın 9 Haziran 2024 02:00 | Prof. Dr. Bedri Gencer Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi En eski fotoğraflarda Doğulu-Batılı bütün topluluklarda kadın ile erkeklerin başlarının örtülü olduğu görülür. Batı’da sanayi kapitalizminin doğuşuyla zirveye çıkan modernleşme ise kadının yuvasından ve örtüsünden çıkarılması,
Hiçbir zaman hayatı böyle ele geçmez, yola gelmez hain bir şey olarak bilmemişti; o hayatını geldiği gibi yaşamıştı, sonra, onu kendisine uydurmak zorunda kalınca, öğrenmeye, tanımaya başlamış, tanıdım dediği yerde yine bilinmez bularak, sonunda onun anlaşılmaz bir bilmece, bütünüyle çaresizliklerden oluşan acı verici bir bilmece olduğunu görünce dehşeti artmıştı. Şimdi, artık bu hayata karşı bir kin ve gazap hissediyor, bir şey yapmamak durumuyla büyüyen bu kin onu acı, zalim yapıyordu. Ne kadar aldanmış olduğunu, hayatını güzel ve mutlu bir hayat diye görmekten çok, öyle devam edecek, öyle devam etmemesi için hiçbir sebep yok diye inandığı için ne kadar budalalık etmiş olduğunu, bir gün, yalnızca kalbin yorulduğu, ruhun usandığı için her şeyin değişip insanın yabancı bir çevre, yabancı bir hayat içinde yaşadığını kabule mecbur kaldığını görüyor, her şeyi şimdi anlıyordu. O hiç, bunu hiç düşünmemiş, buna ihtimal vermemişti. Ruhu daima bir halde kalacak, kalbi ölünceye kadar öyle vuracak sanmışken, işte ona da yaş, o her şeyi en gerçek rengiyle görüp anlamak yaşı geldiğini görüyordu; bir anlam veremediği, bir sebep göremediği sıkıntıların, hep alıştığı hayatın artık ruhuna yetmediği için ortaya çıktığını ve sonunda şimdi ruhunun değerli besinini bulduğu zaman, o hiçbir şeyi bilmeden düzenlenmiş ve kabul edilmiş hayatın bağlarıyla bağlanarak bu yeni mutluluğu reddetmek, uzaklaştırmak zorunda olduğunu görmek, kendisine acı geliyordu. Ah, yeniden hayatına başlamak mümkün olsaydı...
Sayfa 236
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.