Bir şehirde başka bir şehri Bir şiirde bir başka şiiri Bir başka serüveni kendi serüveninde Böylece gece yolculukları yeniden başlamıştı Ama bunlar başka gecelerdi Sigara üstüne sigara Yakılıp şiir düşünülen Ve yüzleri sisler ardında sevgilileri Onlar alaturka şarkıda bir dizeydi Hep hayal edilecek olan Siz önünden geçerken Pencerede kıpırdanan
517 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 30 days
Ah Martin Kendini Neden Düşünmedin Hiç?
Birey(sel)cilik ölüme giden bir yoldur.Bence bu herkesin başına gelmeyecek özel bir kavram. Bazıları için hayatın en büyük ödülünün başkalarının refahını sağlamak olduğu, hayatta kendileri için bir ödül sağlamak olmadığı, hiçbir başarı ve kazanılacak kazanım olmadığı, değersiz fedakarlığın, sevginin, zanaatın ve ideallerin kalp kırıklığının çok fazla olduğu düşüncesi bireycilik işte gerçek öldürücü darbedir.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390.9k okunma
Reklam
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Kardeşim olan gözlerini unutmadım Çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını Dostum olan ellerini unutmadım Karım olan karnını ve önlerini Orospum olan yanlarını ve arkalarını İşte bütün bunlarını bunlarını bunlarını Nasıl unuturum hiç unutmadım
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında, Kırıklar dolar kucağına, İşte orası umudun tarlasıdır. Ve orada başaklar ağırlaştığında, Sayısız ah dökülürdü toprağa.
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Taşrada gözlerden uzak sessiz bir hayat... Sizi kolayca takdir edebilecek mağrur insanlara yararlı işler yapabilmek... Bir işe yarayacağınızı umarak durmadan çabalamak... Ve sonra dinlenmek; doğayı izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, komşularını sevmek... Benim için mutluluk işte budur.
Sayfa 74 - aylak adam
Oysa, Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yok olsun daha iyidir. O halde, ya bağımsızlık ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.
Reklam
Diyebilseydim
Anladım diyemem ki! Suçluyum Belki ben anlatamadım sana kendimi Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi Her gün her dakika seni özlerdim Bitmezdi kederim senin yanında bile Susardım, gözlerime baktığın zaman Mermer bir heykelin çaresizliğiyle Oysa neler düşünürdüm sen yokken Sana kavuşunca neler söylemek
"Bir yandan çok güzel, diyorum, sanki dünya yepyeni bir yer gibi, hani derler ya, yeniden doğmuş gibi oldum, evvelden bildiğim hiçbir şey aynı gelmiyor. Bir yandan da çok yoruluyorum, içim yoruluyor, her şeye baştan başlamışım gibi, baştan öğreniyorum, her tarafta bir güzellik var ama işte onun da fazlası ağır geliyor, sokakta yürüyorsun, birinin yüzüne bakıyorsun, güzel geliyor, güzel de denmez ya ona işte, böyle heyecan veriyor sana, bu böyle olmuş, nasıl da olmuş, olmayabilecekken olup- benim gibi işte, orada yürüyorum ama yürümüyor olabilirdim, evde de olmayabilirdim, hiçbir yerde- ve güzel işte, orada olabiliyorum, havayı içime çekebiliyorum, mucize gibi bir şey, diyorum, böyle nefes almak nasıl bir mucize, halbuki her an kesilebilir, tık, bir anda şu sokak, şu günbatımı, hepsi kararıp gidebilir ama işte hâlâ var."
Sayfa 58 - ÖmürKitabı okuyor
- İşte bak burda da birazım ve zaten her yerde biraz…
“Ama, tuhaf ve şaşırtıcı olanı, dünyada aramalıymışız, kendi içimizde değil! Kendi içimizdekini aramak, kendi üzerimizde o kadar uzun boylu düşünmek mutsuz edermiş bizleri. Benim hikayemdeki insanların başına gelen de buymuş işte: Bu yüzden kahramanlar kendileri olmaya bir türlü katlanamıyor, bu yüzden hep bir başkası olmak istiyorlarmış.”
Sayfa 173
Reklam
Üzerime Toroslar yıkılmış sanki.
Şu anda yapyalnız bir dalganın üstünde boş bir konserve kutusundan farksızsam da, senden kopmanın imkânsızlığını daha bir aşkla duyuyorum. Üzerime Toroslar yıkılmış sanki. Öyle duyuyorum işte. Öyle kesin ve kudretli.
216 syf.
9/10 puan verdi
Okudukça bazı şeylerin farkına varıyor insan, yaşamın önemi gibi... Yaşıyoruz ama kendimiz gibi mi yoksa başkalarına yaranabilmek ya da toplum içine karışabilmek için mi ? Kendimizden ne derece ödün veriyoruz? Farklı kişiliğe sahipsek bunu neden saklıyoruz ya da farklı birşey düşündüğümüzde farklı bir harekette bulunduğumuzda neden hemen tuhaf gözlerle bakılıyor, deli sıfatı yiyoruz? İşte bu kitap bu düşünceleri ve cevapları gayet güzel yansıtıyor. Veronika'ya gelirsek eğer ölmekle ölmemek arasında gelgit yaşıyor. Ölüme giderken bile kafasında binbir soru var ve en sonunda farkına varıyor yaşama sevincinin. Kitap diğer karakterlerin de neden Veronika ile yollarının keşistiğinden bahsediyor. Hayattanızdan ufak kesintiler de bulabilirsiniz. Belki sizlerde buna benzer durumlar yaşadınız. Zaten hayatta böyle değil mi? Ölüm düşüncesi bu kız gibi geçer ya da geçmez aklımızdan belki ama bazen bunalır, enerjimiz düşer hatta içimize kapandığımız anlar olur. Bazen öyle bir an gelir ki neşe, sevinç kaplar ruhumuzu ve bedenimizi. İyi ki deriz herşey için ve mutluluk saçarız çevremize... Hayatımızın her anında vardır böyle anlar. Önemli olan zoru başarıp başedebilmek her ne yaşıyorsak... İşte böyle bir kitap... Bu arada herkesin içinde elbet vardır bir delilik diyerek noktalamak istiyorum.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyor
Paulo Coelho
Paulo Coelho
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077.3k okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
Özetle Renan'a Göre Ulus Nedir?
" Hülasa: Bir ulusu ulus yapan; dil, ırk, kültür, din vb. önce hissiyat, ruhani bağdır. Ortak geçmiş gerektirir. Geçmişteki zaferlerin (her sahada) tekrarı ve acıların ihya olup bir daha tekrarlanmaması için şimdi, gündelik bir bağ gerektirir. Renan'a göre Fransa Kelt, Latin, Cermen ırklarının bir karışımı olmasına, İsviçre'de 3 dil konuşulmasına rağmen bu kaideyle ulus olmuştur. Yazar için dil, ırk, coğrafya ve din ulusun parçalarıdır. Fakat herhangi birisinin eksikliği, müşterek atan sıcak bir kalp ve sağlıklı bir akıl varsa ulus olamamaya engel değildir. İşte Fransız alim Ernest Renan'a göre ulus nedir ve nasıl oluşur... "
Ulus Nedir?
Ulus Nedir?Ernest Renan · Pinhan Yayıncılık · 2021252 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Modern dünyanın sıradan insanları
Ana karakterimiz Helmer,sadece Helmer.Sokakta görseniz yüzüne 3 5 saniyeden fazla bakmayacağınız "sıradan" bir insan ama modern dünyanın bize dayattığı bir sıradan insan.Her ne yaşarsa yaşasın her şey normalmiş gibi davranan acısını,yıllardır ifade edemedigi haksızlıkları içinde biriktirmiş,"normal" gözüken ama o normalliğin içerisinde katmanlarca biriken keşkelerinin her gün beynini yiyip bitiren geçmişte takılı kalıp istediği değil mecbur olduğu hayatı yaşayan biri o.Bircoklarin sıkıcı bulduğu bu kitap benim için bu yüzden çok kıymetli oldu çünkü her zaman geri planda kalan mecburen hayatını istemediği bir şeye harcayan ve zorunda olduğu için "normal" olan herhangi biri o eğer bir kitaba kafanızı,zamanınızı,kalbinizi ayıracak vaktiniz varsa işte o zaman açın okuyun Helmer von wonderen'in bu hayat döngüsünü yoksa sizede sıkıcı gelecektir bu kitap ancak ben kitabın sayfasını kapattığım an içim burkuldu nedeni kitap bittiği için değil Helmer bu hayatında konuk olduğumuz kısacık 2 yıl içerisinde onunla tekrar vedalaşıp onu bir kez daha yalnız bıraktığım için... Oturup birkaç kelam etmek istediğim nadir karakterlerden biri oldu benim için umarım sizde okuyup seversiniz hollanda edebiyatı adına okuduğum ilk kitap oldu özellikle bu yazarla birlikte devam edeceğimi düşünüyorum
Yukarıda Ses Yok
Yukarıda Ses YokGerbrand Bakker · Metis Yayıncılık · 2011140 okunma
"Zavallılar ve acizler sizi kullanır ve suçlu sizmişsiniz gibi üste çıkmaya çalışırlar. Bir de bunun güç olduğunu zannederler. İşte gerçek zayıflık budur." F.C
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.