..ben yani nefs, insan bana karşı koydukça daha çok musallat olurum onun başına. Beni durdurmaya çalıştıkça hilelerim daha sinsi ve daha bilinmez olur.
Nefs acı, nefs tuhaf ve nefs düşman… Ama var, ama susmuyor, ama konuşuyor. Hep konuşuyor…
Reklam
Bu eseri okuyarak nefsine ve başkalarına müstefid olan okuyuculara sadaka-i câriye olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah (c.c)'a; salât-u selâm da O'nun kulu ve peygamberi olan Hz. Muhammed'e (s.a.v), âl ve ashâbına olsun.
İnsana en çok baskın olan sıfatlar; Midesi, tenasül organı ve dilidir. Bunlarla kastettiğim bu organların arzu ve istekleridir. Sonra öfke gelir ki, öfke de onların varlığını muhafaza eden asker gibidir. İnsan, midesinin ve cinsel organının arzularını severse ve onlarla ünsiyet kurarsa, o zaman dünyayı da sever. Dünya sevgisi de mal ve makam arzusu ile köklesir. Kişi mal ve makamı talep ederse bu defa kendisinden kibir, kendini begenme ve lider olma duyguları ortaya çıkar. Bunlar da ortaya çıkarsa nefsi dünyayı terk etmeye doğrudan müsamaha göstermez, dünyaya kapılır ve aldanır.
Aklı çok, makamı yüce olan kimse kendini daha az beğenir, nefsini daha fazla itham eder.
Reklam
Ne mutlu hüzünlenebiliyorsan.
Bil ki; Allah bir kulunun hayrını murat ettiğinde, ona kendi nefsinin kusurlarını gösterir. Basiretleri keskin olan kişilerin, ayıpları kendilerine gizli kalmaz.
Riyazet kılıcını kullanarak nefsinle mücahede et. Riyazet dört şekilde olur. Az yemek, az uyumak, az konuşmak ve insanların eziyetine katlanmaktır.
Malik b. Dinar bir gün sokakta yürürken bir şeyi gördü ve canı çekti. Bunun üzerine nefsine: “ sabret! Benim o şeyi yemene engel olmam bende değerli olmandan dolayıdır.” dedi
Mü’minin gayret ve şevki namazda, oruçta ve ibadettedir. Münafığın gayret ve şevki ise hayvan gibi yemekte ve içmektedir.
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 58 days
Nefs!
Sonunda kitabı bitirdim… Bu kitabı Arkadaşım sayesinde gördüm ve merak ettim… Aziz Mahmud Hüdayi’nin makamına yani Üsküdar’a öğrencilik yıllarımda yani İstanbul’da hem liseyi hem üniversiteyi okuduğum zamanlarda ziyaret etmiştim ve o kadar huzurlu hissettiriyordu ki… o zamanlar az çok bilirdim ama bu kitap bana daha detaylı anlattı Aziz Mahmud Hüdayiyi…. Hüdayi diyoruz ama hüdayi sonradan verilen bir isim olduğunu bilmenizi isterim… Bu kitabın kapağında Ene yazıyor ya o Arapça da “Ben” demekmiş… Fatih Duman’ın ilk kez kitabını okuyorum ve o nefsi anlatıyor… Nefs hepimizin içinde olan bir durum biliyorsunuz ki bu ölene kadar hep bizle var olacak… Nefs o kadar zor kiii vicdanla mı konuşuyoruz nefsle mi konuşuyoruz bu kitap onu çok iyi anlatıyor… Bir gencin bu kitabı okumasıyla başlıyor ve nefsin hep konuşmasıyla ilerliyor… Bu kitabı anlat anlat bitmez o yüzden okutmanızı tavsiye ederim… O kadar kendinizi düşünür olursunuz ki nefsinizi yenip bu kitabı okumayı düşünürsünüz… Bu kitaba puanım :10/10
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'Fatih Duman · Nesil Yayınları · 20225.5k okunma
Nefs nasıl da sever kendiyle meşguliyeti..
Nefsi aç bırakmak rıfktan sayılmaz. İbadeti terk etmek caiz olmadığı gibi, onun terkine sebep olacak şeyi yapmak da caiz değildir. Yine ihtiyar kitabının sahibi demiştir ki: Kesbin (çalışıp kazanmanın) bir kaç çeşidi vardır. Birincisi farz olan kesb: Bu, kişinin kendisine, ailesine ve borçlarını ödeyemeye yetecek kadarını kazanmasıdır. Bu kadarını kazandıktan sonra çalışmayı terk etmeye cevaz verilmiştir. Şayet eli bol olduğu halde kendisi ve ailesi için yıllık yiyecek depolarsa bu da caizdir. Nitekim Resûlullah'ın [sallallahu 'aleyhi ve sellem), ailesinin senelik ihtiyacını depoladığı sahih rivayette gelmiştir. Kesbin ikinci kısmı ise, müstehap olanıdır. Bu ise, bir fakiri sevindirmek veya bir yakınının ihtiyacını gidermek için farz olan miktardan daha fazlasını kazanmaktır. Çünkü bu uzaklaşıp bir köşeye çekilerek nafile ibadet yapmaktan daha faziletlidir. Nafile ibadetin faydası kişinin sadece kendine iken, kesbin (çalışmanın) faydası ise hem çalışana hem de başkalarınadır. Nitekim Resûlullah (sallallahu 'aleyhi ve sellem), خَيْرُ النَّاسِ مَنْ يَنْفَعُ النَّاسَ "İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır."1 buyurmuştur. 1- Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 44154
Sayfa 50
Bkz. Kalp Nefs ve Ruh kitabı
R. Frager tasavvuf yolunda yürüdü. Cerrahi Halveti yolunda, rahmetli Muzaffer Efendi'den (ks) el aldı ve Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi'nin tam karşısında, benötesi (transpersonal) psikolojisi enstitüsünü kurdu
Sayfa 68 - Kaknüs YayınlarıKitabı okuyor
Bir kimsenin kendisini doğruya ulaştıracak bir hocası yok ise, şeytanın o kişiyi kendi yoluna götüreceğinden hiç şüphe yoktur. Muhafız ve rehberi olmadan çölde yol alan kimse, kendini tehlikeye atmış ve helâk etmiş olur. Bu kişinin geleceği tek başına yetişmiş bir ağaç gibidir. O ağacın da kuruması yakındır. Bu ağaç tek başına bir müddet ayakta kalsa da, yaprakları çıksa da, yine meyve vermez.
‘Allah benimledir, Allah beni görüyor, Allah beni biliyor’
“Seni yaratan Allah’ı zikretmek ister misin?” dedi. Ben: “Onu nasıl zikredebilirim?” dedim. Bana: “Yatağa her girdiğinde dilini oynatmadan kalbinden üç kere: ‘Allah benimledir, Allah beni görüyor, Allah beni biliyor’ söyle” dedi. Ben birkaç gece bunlara devam ettim ve dayıma da bu konuda bilgi verdim. Sonra dayım: “Bunları her gece yedi defa söyle.” dedi. Ben onu da yaptım ve dayıma bunu yaptığıma dair bilgi verdim. Sonra: “Bunları her gece on bir defa söyle.” dedi. Ben bunu da yaptım ve bunun lezzetini kalbimde hissettim. Bir yıl geçtikten sonra dayım bana: “Sana öğrettiklerimi iyi ezberle ve kabre girinceye kadar bunlara devam et! Çünkü onlar sana dünyada ve âhirette fayda verecektir.” dedi. Ben birkaç yıl bunlara devam ettim ve kalbimde onların tadını buldum. Sonra dayım bir gün bana şöyle dedi: “Ey Sehl! Kim Allah’ın kendisi ile beraber olduğunu, kendisini gördüğüne inanırsa, o kişi günah işleyebilir mi? Günah işlemekten uzak dur!”
Sehl b. Abdullah Tusteri ve dayısı Muhammed b. Suvar arasında geçerKitabı okuyor
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.