Evet kitaplarıma veda ettim arkadaşlar buraya okuyupta ekleyemediğim yaklaşık 200’e yakın küçük kütüphanemde duran tüm kitaplarımı “Köy okullarına dağıttım” içim buruk ama bir o kadar da mutlu oldum bunu yaparken verdiğim karardan pişmanlık duymadım asla..Altı çizili satırlarım, yaralarım,hüzünlerim ve sevinçlerim.. Sadece az önce okuyup bitirdiğim kitabım vardı elimde oda hatırası var diye sakladım..Her kitabıma üşenmeden tek tek not bıraktım..”Ben keyifle okudum alacağımı aldım öğrendim sıra sizde:) “ böyle bir not adımı ve soyadımı yazarak her birine,tüm çocuklara ışık olsun ve her kesimden bilmediğim tanımadığım tüm çocukların kitaplarıma dokunurken beni anmalarını,o notumu okumalarını istedim..Kimbilir kaç kişi kaç çocuk alacak ellerine okuduğum adımın yazılı, altlarını çizdiğim,o derin cümlelerimin olduğu kitaplarımı ..Hem buruğum ama bir o kadar da sevinçli,ben alacağımı aldım sıra gelecek nesilde..Şimdilik biraz ara veriyorum kitaplara çünkü PDF okumayı hiçbir zaman sevmedim tabiki gidenlerin yeri dolucak yepyeni kitaplarla duygularla ve SEVGİYLE…”🍃
Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
Bana az yazan ama öz yazan bir yazar söyle deseler aklıma gelecek ilk yazar Afganistan doğumlu Tacik asıllı şuanda Amerikan vatandaşı olan Khaled Hosseini gelir. Köken coğrafya olayını neden uzattım derseniz insan her yerden kendine birşeyler kapıyor sanki ondan belirtmek istedim. Uçurtma avcısı beni o kadar etkilenmişti ki onun üzerine hiçbir eserin çıkamayacağını düşünmüştüm gel gör ki bu kitap da onu kadar etkileyiciydi.
Savaş dönemi ve sonrasında çekilen acılara Türk Dünyasının gururu Cengiz Aytmatov eserlerinde bolca rastlarız. Bu kitabın onlardan farkı ne derseniz insanın ne kadar al alçalabileceğini ve durum ne olursa olsun insan kalmanın gerekliliğini gösteriyor bize. Ayrıca yaşlı çocuk evliliği gibi toplumun sınırı uçlarına dokunan çok sayıda trajedi mevcut. Özellikle şu korona günlerinde gayet güzel bir okuma olacağına eminim.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101.1k okunma
21. yüzyıl!
İnsan psikolojilerinin alt üst olduğu, antidepresanların aspirinlerden fazla sattığı, intihar olaylarının arttığı, adeta "Dünyaya gelecek en yanlış zamanı bulmuşuz." denen bir dönemde yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İlber Ortaylı'nın bir kitabını okumuştum. Her insanın kendi dönemi için dünyanın en zor dönemi
Bugün radyoterapimin yirmi beşinci, kemoterapimin ise beşinci günü. Bir kaç ay önce boğulurcasına öksürük nöbetleri sonrasında gittiğim dahiliye uzmanı, onkoloji servisine yönlendirdiği zaman anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini.
"Akciğer kanserisiniz" dedi doktorum. Üzüldüm, "tahliller, tetkiklerde başka organlara yayılmamış,
İncelememe başlarken kitabı okumaya karar verirseniz tüm ön yargılarınızı ve bağlılıklarınızı bir kenara bırakıp kitaba öyle başlamanızı tavsiye ederim. Eğer din,ırk ve millet kategorileri sizin için birer tabuysa bu kitap sizi rahatsız edecek içeriğe sahip nitelikte.
Kitap çok çarpıcı ve sarsıcı olmasına rağmen,o kadar anlaşılır ve sade bir dil
Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
Leyla ile Mecnun küfür etmeyenlerin dizisidir. Kalp kırmayanların. Zeki insanların. Üşengeç insanların. Çay içilir mesela. Öyle fincanda değil çay bardağında. Üzüme düşülür çünkü içki içilmez. Sigara içilmez sakız çiğnenir. Bedua edilmez. Pis denir. Pislik herif denir. Tuvalet terliği denir. Poşet denir. Kulpu kırık çaydanlık denir. Aile vardır bir kere dizide. Kendi kanalından, kendi belediyesine tut dizilere, programlara dahi apaçık gönderme yapılır. Birde... Alacakaranlık tarzı vampir kitaplarının ya da o tarz saçmalıkların Edebiyat katili olduklarını öğretti. Şiir okumayı sevdik, adamlığı, arkadaşlığı öğrendik. Ve en güzeli hiç susmayacakmış gibi ağlarken ve birden kahkahalar attırıyordu ya onu sevdik. Beklemeyi sevdik be! Bizimde o gemide bir beklediğimiz olduğunu öğrendik. Ve dedik ki o gemi gelecek. "O gemi mutlaka bir gün gelecek."