Shasta o an kıpkırmızı kesildi ve yıldırım hızıyla konuşmaya başladı. “Bana bak Aravis” dedi, “Umarım seni etkilemek, farklı olduğumu göstermek ya da o türden bayağı şeyler yapmak için bu halde geldiğimi (borucu ve diğerleriyle) düşünmezsin. Bana kalsa eski giysilerimle gelmeyi tercih ederdim fakat onları yaktılar. Ayrıca babam dedi ki—” “Baban mı?” dedi Aravis. “Anladığım kadarıyla Kral Lune benim babam” dedi Shasta. “Bunu tahmin etmeliydim; Corin’in bu kadar bana benzemesi… Anlayacağın, biz ikiz kardeşleriz. Ah, hem benim adım Shasta değil, Cor.” “Cor, Shasta’dan daha iyi bir isim” dedi Aravis.
Doğan Egmont YayıncılıkKitabı okudu
Ah, gümüşi ay ışığım.
"Ona âşık olmuştum. Onun uğruna o an orada canımı verebilirdim. Muhteşem bir adamdı. Şeyh Muhammed. O benimdi. Simsiyah bıyıkları, gür sakalları vardı. Ve de kıpkırmızı dudakları."
Sayfa 103 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Asıl tuhaf olan sen ve senin gibiler, güzellik yüzyıllarca farklı algılanmış... Mesela I930’larda balık etli, kısa kıvırcık saçlı kadınlar güzel bulunurken, 30’larda fazla zayıf, uzun saçlı kadınlar daha güzel bulunmuş... Yani güzellik o kadar farklı ki. seni şu an güzel bulanlar belki de senin şu anki görüntünü yıllar sonra beğenmeyecekler, hani an tek tutunduğun şey olan güzelliğin sadece algısal... Onu demek istiyorum. Yaprak...Onun güzelliği ise evrensel. Kaç yıl geçerse geçsin modası asla geçmeyecek bir güzelliğe sahip. Çünkü o, olduğu gibi... içinden geldiği gibi giyiniyor, içinden geldiği gibi davranıyor, kendi için yemek yiyip kendi için yapıyor her şeyi. Mesela, karşımda iki tabak mantıyı yerken iştahını bir görsen... O zaman güzel. Sıkılınca halıda yuvarlanıyor. O zaman da güzel. Hatta bazen benim pantolonlarımdan giyiyor öylesine. Canı istiyor çünkü. Belinden düşüyor... Çeke çeke dolaşıyor. O zaman da güzel, grip olunca sürekli burnu akıyor, burun kenarları kıpkırmızı oluyor. Daha güzel... Küfrediyor güzel, sinirleniyor güzel, ağlıyor güzel... güzel işte anasını satayım. Tuhaf değil, güzel. Senden güzel. Sizden güzel. Herkesten güzel. Bana göre o en güzeli. Tamam mı? ' Yataktan sinirle kalktı Ali. Ona şaşkınlıkla bakan Bade'ye gülümsedi. Eliyle sol yanağında oluşan gamzesini işaret etti. "Burası onun." Yanağını işaret eden parmağını göğsünün soluna indirdi. "Burası da." Son olarak şakaklarına bastırdı parmağı. "Burası da... Tamam mı? Ve asla başkası bunlara sahip olamayacak. Ben şimdiden diyeyim de... Neyse, iyi geceler.
Sayfa 213Kitabı okudu
Tamam ALİKUŞUM. :)
"Gerçekten tam anlamıyla bir buz prenssin.Erimeyeceksin asla değil mi ?" ''Hayır, fazla eridim birine, ondan böyleyim .” ''O kız değil mi? Şu sürekli yanınızda gezen.. . ' ''Çok mu belli ediyorum uzaktan ?" dedi Ali hafiften gülerek, ''İnkar etmeyeceğim. ” ''Gerçekten anlamıyorum seni," dedi Bade yatağın diğer
Olan olmuştur olacak olan da olmuştur.. ..saat kurarak güne başlayanların hikayeleri… Çaresiz insanlar son bir umut olarak son bir kurtulma arzusuyla toprağın altına girer gibi, karanlıkta bir okyanusun sularına dalar gibi gözlerini kapatırlar. Gözlerini kapamak çocukluktan kalma ilkel bir savunma silahıdır; hiçbir sorunu çözmez, sadece sen
Pemberley Malikanesinin sahibi olan Bay Darcy öylesine ani bir şekilde ortaya çıkmıştı ki, şu dadikadan sonra karşılaşmamaları imkansızdı. Bay Darcy, Elizabeth'le göz göze geldiğinde ikisi de kıpkırmızı kesildi. Bay Darcy şaşırmış, bir an ne yapacağını bilememişti fakat çabucak toparlanıp ileri doğru atıldı ve yanlarına gelerek soğuk ama bir o kadar nazikçe Elizabeth'e nasıl olduğunu sordu. Elizabeth belli etmemeye çalışsa da şaşkınlıktan dilini yutmak üzereyde. Bir türlü başını kaldırıp genç adamın gözlerinin içine bakmaya cesaret edemiyordu, ailesiyle ilgili sorulara ne cevap verdiğini hiç bilmiyordu.
Reklam
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.