'Ne denli uzakta olabilirsem Uzaklardaydım bugün, Öyle bir an oldu ki Sessizdi her şey Ve ben başımı eğerken bir çiçeğe Duydum senin sesini Olur mu deme, çünkü duydum sesini­ Pencere denizliğindeki çiçekten konuştun­ Ne dediğin hatırında mı?' Dinledim ve sandım ki anladım sözcüğü­ Neydi o? Adımla mı çağırdın beni? Birisi 'Gel!' dedi Eğilirken duydum bunu. Belki öyle düşünmüşümdür, ama sesli değil. İyi ki ben de geldim. Robert Frost
Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum. - Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı? - O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki? - Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var? - Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan. - Adalet mi efendim? Hangi adalet? - Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Reklam
İnsan bana yürüyen bir adaletsizlik gibi görünür bazı bazı: kendimi düşünürüm. Bu anda içimde yazdığımda aldandığım ya da yalan söylediğim gibi bir duygu varsa, adaletsizliğimi dürüst olarak nasıl ortaya koyacağımı bilemediğim içindir. Hiç kuşkusuz, adaletli olduğumu hiçbir zaman söylemedim. Öyle olmaya çalışmak gerektiğini, bir de bunun bir güçlük ve bir mutsuzluk olduğunu söylediğim oldu yalnız. Ama fark o kadar büyük mü? Ve adaleti kendi yaşamında bile egemen kılamayan kişi adaletten dem vurabilir mi? Hiç değilse onura, bu adaletsizlerin erdemine göre yaşanabilseydi!
Bugün Lotte'ye gidemedim, başımdan savamadığım insanlar bana engel oldu. Ne yapayım diye düşündüm. Uşağımı ona gönderdim, sırf bugün onu görmüş biri yakınımda olsun diye. Onu öyle bir sabırsızlıkla bekledim, öyle bir sevinçle karşıladım ki! Utanmasam tutup alnından öpecektim. Güneşe çıkarılınca güneş ışınlarını çeken, gece olduğundaysa bir süre ışık veren Bologna taşından söz ederler. Uşak da benim için aynı şeydi. Lotte'nin bakışlarının onun yüzüne, onun yanaklarına, onun ceketinin düğmelerine ve yakasına değmiş olduğu duygusu benim için her şeyi öyle ilahi, öyle değerli kıldı ki! O an birisi bin taler verecek olsa, delikanlıyı yine de kimseye vermezdim. Onun gelmesiyle kendimi çok iyi hissettim. -- Buna sakın gülme. Wilhelm, mutluysak, nedeni hayalet gölgeler değil mi?
Sayfa 37
KISSADAN HİSSE...
Düşmanlarına üstün gelen yürekli yiğit bir adam vardı. Beş yıl boyunca bir kadına âşık oldu. Ancak âşık olduğu güzel kadının gözünde tırnak ucu kadar bir ak vardı. Adam kadına bakmaya doyamıyordu, ama bir türlü de kadının gözündeki akı da görmüyordu. Öyle âşıktı ki kendinden geçmişti. Bu hâlde sevgilinin gözündeki ayıptan haberi olur muydu? Bir müddet sonra adamin aşkı azaldı ve kadının gözündeki akı gördü, ona dedi ki: "Gözündeki bu ak da ne zaman ortaya çıktı?" Kadın dedi ki: "Bana olan aşkının azalmaya başladığı zaman." Ey gönül gözü kör olan! Bir kere de kendi ayıbıni gör. Ne zamana kadar başkalarının ayıbını göreceksin? Bir kere de kendi ayıbını arasana. Kendi ayıbını yüklenince başkalarının ayıbıyla uğraşamazsın.
Sayfa 197 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
son cümle
.. Onu sevdim ve yalnızca onu sevdim ve olup biten her şey olmasını istediğim için oldu ve gözüm yalnızca onu gördü. Nerede olursa olsun ya da ben nerede olursam olayım, yoklukta, mutsuzlukta, ölü şeylerin kaçınılmazlığında, yaşayanların gerekliliğinde, iş yorgunluğunda, merakımdan doğan yüzlerde, doğru olmayan sözcüklerimde, aldatıcı sözcüklerimde, sessizlikte ve gecede ben ona tüm gücümü, o bana tüm gücünü verdi. Böylece bu güç öyle kuvvetli ki, hiçbir şey onu yenemez, belki de bizi ölçüsüz bir mutsuzluğa mahkûm eder, ama eğer böyleyse bu mutsuzluğu üzerime alıyorum, ondan sınırsızca memnunum ve bu düşünceye sonsuzca “Gel,” diyorum ve sonsuzca, o orada.
Reklam
Yanmış kitap kokusu
-Ben öldürmedim kızımı. İntihar etmiş kendisi sabahın seherinde. Ne duyduk, ne de gördük. Anası uyandırayım diye odasına girdiğinde asılı bulmuş öyle. Bizler fakiriz; ama hiç bir şeyini de eksik etmedim. Her gün aş pişer bu hanede. Bayramda seyranda giyim kuşam da alırdık. Okumak istedi, ona da yok demedik. İstesem, okutmazdım mesela. Hevesini
Sayfa 80 - Kerasus Kitap
Türkiye Birincisi Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
Mustafa Kemal (yarbay) işte o meşhur sözü ;
«- Size ben, taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir…» *** Mustafa Kemal o dakikaları hatıratında ancak birkaç söz, fakat derin bir duygululukla belirtir: «- Düşününüz, işte bu bir andı…» Evet karar anı gelmiştir. Karaya çıkan düşman, 8 taburdan faz-lardır. Arkadan 57. Alay yetişir. Gerçi Mustafa Kemal'in kuvveti düşmana bakarak zayıftır. Ama derhal süngü taktırır. Hücum emrini verir. Sabah saat 10.00. Çanakkale'de artık süngüler konuşmaya başlamıştır. Ve bu konuşma, sonuna kadar devam edecektir. İşte Mustafa Kemal'in bu kararını verdiği ve süngü hücumunu başlattığı yere, simdi «Kemal Yeri» denilir. Ve orada mütevazi bir mermer sütun üzerinde bu sözler yazılıdır. Sağdan soldan diğer kuvvetler de yetişir. Mustafa Kemal, Conkbayırı'ndan harekâtı idareye başlar. Bu harekâtı anlatırken onun sözleri şunlardır: «- Herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılmıştı… Zaten bu, verilmiş bir emirdir: «- Size ben, taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir…» Öyle de oldu. 57. Alaya gelince? Ondan bu kubbede bâki kalan, bir son «Allah, Allah!» sedasıdır. Çünkü bu muharebede, 57. Alay, tamamen eridi…
Sayfa 235Kitabı okudu
İnternette Süreya'ya ait olduğu söylenip,Cemal Süreya'ya ait olmayan dizeler :
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
1) "I want to travel to you. Cut a ticket from your heart. Let it be a lifeline." 2) Missing is only two letters more than dying, kid." 3) If only you knew how it rains outside, longing in my heart, you in my mind, all three of you. 4) "Put the coffee of your eyes into my life, let me remain 'you' for the sake of 40 years." 5) "You are in the same city, I am, we are not." 6) "I saw that I am not angry with you, I am not resentful, in short, I am nothing to you anymore." 7) "A person does not die in the ocean, he goes and drowns in a spoon of love." 8) "My clock stopped ticking every night because of thinking about him. Whoever asks what time it is, my answer is always the same: Towards it... 9) "Let me come to your mind while walking randomly. Let it ache." 10) "You were such a magician that you even lost me." 11) "What sinks in here," says the poet; If they didn't call the thing that stings me longing, I would call it a knife. 12) "If one day I come to your mind, order me a poem and let's talk about September." 13"Love is a child who cries 'mother' even though he is beaten by his mother..." 14) "No matter how much you erase, your notebook will either tear or a trace of your sentences will remain." 15) "Don't look at me writing such sad things, I laugh a lot and no one can tell it's a lie when I laugh." 16) "You are my most beautiful despair between my mind and my heart." 17) "I saw that your smile would make a beautiful poem, I liked it..."
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.