500
500.gün... Evet sevgili 500 gün oldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Daha geçen ayrılmıştık ve de ben bisikleti yokuşa sürüyordum, daha geçen ayrılmıştık bir durak önce inip Kız Kulesinin arkasındaki Galata Kulesini izliyordum, daha geçen ayrılmıştık ansızın senden bir mesaj gelmişti bana, daha geçen gün bahçeden odaya çıkıp anlayabilmen
Benden ayrıldın bu sabah. Benim yüzüme bile bakmadan, senin o yeşil gözlerine bakmama izin bile vermeden, çekip gittin. Adilce miydi bu yaptığın? Kalbimi kırıp gittin... Benim, muhtaç olduğum senin o güzel sesini son bir kez dahi olsa duymama izin vermeden gittin. Değer miydi? Değer miydi bu yaptığın. Kim bilir ne zaman görürüm, duyarım seni. Kim bilir, belki bir gün yollarımız kesişir. Belki...hiç.. Bilmeni istedim.. Ben seni hep sevdim. Hep.. Ama sen bilmiyordun ki, ben seni hep seviyordum... Hala da seviyorum, ve hala da seveceğim, yeşil gözlü bayım...
Reklam
"Bir kadın gelir, değiştirir seni..."
Vedalar ne acı ama... Hele ki en kıymetlimize, en değerlimize, her şeyimize veda ediyorsak daha da acı. Son veda ise çok çok çok daha acı... En kıymetlimle vedalaştım, seninle sevgili. Farkına varmak çok zordu. Arabadan indin, az önce yanımdaydın. Son görüşmemiz bir fırının önündeydi, el eleydik. Son kez gittin yanımdan, kabullenemiyorum;
Oğuz Atay dan extantaneler
sıkıcı bir saç demetidir, ben de akılsız bir robotum. uyuyakaldı. -- 6. papatyaları çok iyi hatırlıyordu. -- 7. turgut, içinde ifade edemediği tatlı bir duygunun varlığını duyarak direndi: "hayır, sen gene anlat selim, sen başka türlü söylersin." -- 8. "bizim için hüküm hep aynıdır. kısa bir hükümdür: beklediğimiz ve inanamadığımız
En büyük sırrım kalbimle aram da olandı. İkimiz de seni seviyorduk ama bunu bir biz biliyorduk. Kimselerin ama hiç kimselerin haberi yoktu. İki kişinin bildiği sır değildir safsatalarına aldanıp sana da söyledik. Oysa ne gerek vardı? Hiç bilmesen değişen ne olacaktı? Yani ne kaybedecektik? Zaten uzağımdaydın, bak şimdi daha da uzağıma göç ettin. Çünkü sen bizi öyle gizliden gizliye değil, alelade, düpedüz yanlış anladın. Daha başlamadan bittik, tükendik. Gelmediğin benden çekip gittin. Bir yara boyu terk ettin beni. Kolay olandı gitmek, sende zor olmayana başvurdun.Oysa yazılacak ne çok şey biriktirmiştim içimde. Ama artık içimde kalanlarla yetinmeyi de öğrendim. Ve en çokta neyi öğrendim biliyor musun? İnsan ne kadar çok acı çekerse çeksin, yine de yeni bir yarayla baş başa kaldığın da ne yapacağını bilmiyor.
Beni anlamanı istemiyorum. Bu sana fazladan bir mesai gerektirir ki, kimsenin hayatında ağırlık yapmamayı epey önce öğrendim. Biraz düşünmeni isteyebilirim, nasıl olduğumu. Belki de nasıl olduğumu anlatmak için tüm çabam. Bu boktan, beş para etmez dünyada hala iyi kalabilmenin ve iyi yaşamanın mücadelesini verdiğim için beni kutlamanı istiyor da
Reklam
imkansızlık
İmkansızdın, Ulaşılmazdın, Yasaktın Biliyordum... Sessiz Sakin Adımlarla Yine Uzandı Elim Yürek Kalemime... Söylenecek Söz Yazılacak Kelime Bulmaya Çalışıyorum.... Nasıl Yazabilirim ki Benim Olmayan Seni? Bana Bıraktığın Yalnızlığı, Sensizliği, Tutmak İsteyipte Tutamadığım Ellerini, Seni Kaybetmekten Deli Gibi Korktuğumu, Çaresizliğimi Nasıl
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.