Bu kitabı okumak planlarım arasında yoktu. Geçen sene sanırsam eylül, ekim gibi okumuş ve
Tarık Tufan kalemine bir kez daha hayran kalarak kütüphanemin baş köşesine koymuştum kitabı, hafızamda düşünülesi cümleler ile... Hele bugün kitap okumak gibi bir planım da yoktu zira yarın iki sınavım birden var birer saat aralıklarla. Ama nasibimde varmış bu
Bu kitabı o kadar çok unutmuşum ki Geç Kalan'da noluyor diye düşünürken aslında hiç okumadığımı farkettim ve hemen sipariş verdim.Kalın romanlarına benzemiyordu 136 sayfa olunca 2 günde bitirdim.
Kitap Tuhaf dergideki yazılarının birleşimi ama beni ilk Tarık Tufan metinlerine götürdü. Ve sen kuş olur gidersin bir trenle kitabı gibi
Rima
An olur kendimizi bir kafesin içerisinde kalmış kuş gibi hissederiz. An gelir, o kafeste olmamız bizim konfor alanımızdır; an gelir, özgürleşmeyi ister, kafesin dışarısına çıktığımızda başımız arkaya bakar, özlem duyarız. Tarık Tufan, tam olarak böyle bir kitap yazmış.
Kitabımız işine geç kalan, geceler boyu uyu(ya)mayan, dostlarıyla eskisi gibi konuşmayan, varoluşsal sancıları çeken genç bir kahramanımızı ele alınıyor. Daha doğrusu bizzat kendisini bize anlatıyor..
Yalın bir dilde yazılıp içine çeken, yine hepimizden bir parça olan cümleleri ile arafta kalan yanımızı sorgulamamıza aday bir kitap..
"Ya güneşten daha zengin bir sofraya diz çökeriz
Ya sen kuş olur gidersin bir trenle.”
Zarifoğlu böyle söylüyordu şiirinde. İnsan, kendi hikâyesinin başkahramanıdır.. Ya bu hikayeyi kendin en anlamlı şekilde yaşarsın ya da gökyüzüne kanat çırparsın..
Kitabı
Maral ile birlikte okuduk. Doğru zamanda doğru insanla okuduğumu düşünüyorum. :)) Bazen kelimelere dökemediklerimizi Tarık Tufan bizim yerimize döktüğünü gördük. Bize de üzerine güzelce konuşup değerlendirmek kaldı.. Keyifli hızlı bir okumaydı..
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Deneme gibi başladı, hikaye gibi devam etti, roman gibi bitti. Aforizmalar çok. 128 sayfa ama yavan bir kitap değil. Samimi bir anlatım tarzı var. Dertleşme gibi. Kitabın adı Zarifoğlu'nun, Sen Kuş Olur Gidersin Bir Trenle şiirinden gelme. Güzel miydi? Güzeldi...
Parka dolalım
Park bizi alır önce
Seyrimizden bir sabah kazanır
Eğri fakat daha çok eğrilmez bir şöförle
Sayısız rampaya katlanır
Ya güneşten daha zengin
Sofraya diz çökeriz
Ya sen kuş olur gidersin bir trenle