Saat çalar, zaman yürür,
Ben susarım, otururum;
Saat çalar, zaman yürür.
Geçen günler, aylar, yıllar
Ve yüzyıllar, ben dururum;
Geçer günler, aylar, yıllar…
Sokakta gün, sokakta gece,
Ben sen o biz kuş ve karınca.
Sokaktan gelir vehimlerim,
Sokakta geçer bayramlarım.
Sokakta kibarlar, sakatlar,
Alaylar, düğünler, tabutlar.
Sokakta ağlanır, gülünür,
Hayal kurulur ve ölünür.
başımı sallıyorum; yıldızlar kayıp
başımı sallıyorum; sönüyor lâmba
Gılgamış yurdunun ufuklarına
karanlık çöküyor; başımı sallıyorum
yaprak kuma direniyor, çöle gül
yeryüzüne direniyor âsumân
siyah ve beyazdır artık dünya
siyah ve beyazdır zaman
şimdi sen sihirbazlar şehrinde
lâle soğanları büyütüyorsun
eski perilerin ve sultanların
düşlerine giriyorsun yeniden
bense incinmiş barınaklarda
mahpûsum; feryâtlarım
mültecî çadırına dönüyor
evim barkım yıkılıyor aniden
beni bu güzel havalar mahvetti
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım
böyle havada aşık oldum
eve ekmek ve tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti
beni bu güzel havalar mahvetti.
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz,
Yirmi bin kitap öyle kendiliğinden düzenlenmiyor. Düzen konusunda katı, hatta insanüstü bir anlayışa sahip olmak gerekiyor diyebilirim ve bir yönteme, anlamları onları tanımlayan rakamlardan son derece farklı olan eserleri kataloglama gibi sevimsiz bir işe zaman ayırmak gerekiyor bir de. Zira oraya başlığı,
yazar adını, sizin için yazdığı kısa özeti, içerdiği temel anlamı koyacak. Kişi Amazonlara gitmek isterse yaşayacaklarından farklı bir yığın ayrıntıyla uğraşmalıdır, fakat bilir ki bu ayrıntılar ona rehberlik edecek ya da fayda sağlayacaktır. Şayet bir şiir yazmak isterseniz iş gören bir kaleme ve kâğıda ihtiyacınız vardır, bir kadını kendinize âşık etmek isterseniz pek çok farklı ve kim bilir belki de tatsız şekilde hazırlanmanız icap eder, mesela ayak tırnaklarınızı kesmeniz gerekir. Brauer’inki gibi bir kütüphaneniz varsa dosyalama işi kaçınılmazdır. İnsan pek çok kitabı fethedebilir ama bir kâşif onları idare etmekle yükümlüdür.
“Ülkem bugün,
Yariyle buluşmuş gizlilerde
Tepeden tırnağa yeni yıkanmış
Ve örtüler içinde
Göz kapakları kale kapıları
Gibi örtülü
Yassı gözlü kabarık alınlı
Kalbine ve beline zengin
Düzgün bedenli bol saçlı erkekler gibi..
Ülkem,
Tepeden eteğe yıkanmak için
Aşıdan sonra paklanan
Ovalara yayılmış kadınlar
Evi uçsuz bir yol gibi bekleyen
Yavruya verilecek süt gibi
En sıcak yerinde bekleten
O kadınlar gibi ülkem…”