376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Rizzoli ve İsles serisinin ilk kitabı olan Cerrah mükemmel bir kurguyla gerilimin hat safhada olduğu bir okuma deneyimi sunuyor bize. Öncelikle Tess Gerritsen'in bir doktor olduğunu söylemeliyim. Bu sebeple kitapta yer alan tıbbi terimler okuma hazzını kat kat artırıyor. Yani bence öyle. Doktor Catherine Cordell yaşadığı cinsel saldırıdan bir katilin elinden son anda kurtulmuş bir kurban. Katili vurup öldürdüğünü zannederken cinayetler yeniden işlenmeye başlıyor ve korku tekrar gün yüzüne çıkıyor. Catherine tekrar saldırıya uğradığında bu kez hazırlıklı olduğunu düşünüyor. Ama yanılıyor. Bu dosyada görev alan dedektif Jane Rizzoli ve dedektif Moore aralarındaki anlaşmazlıklara rağmen bu olayı çözmeye kararlılar. Kadın olduğu için emniyette her daim ikinci plana atıldığını düşünen Rizzoli, kendisinden daha güzel olduğu için kıskandığı Catherine'i her şeye rağmen kurtarmak için elinden geleni yapıyor ancak Cerrah'ın saldırısından kurtulamıyor. Cinsel saldırıya uğrayan, ruhen yaralı kadınları hedef alan ve onları canlı canlı keserek vahşi bir şekilde öldüren seri katilimiz Jane Rizzoli sayesinde yüksek korumalı bir hapishaneye tıkılıyor. Ama onun hapse girmesi Rizzoli'nin kabus dolu gecelerine engel olamıyor...
Cerrah
CerrahTess Gerritsen · Doğan Kitap · 201814bin okunma
82 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Neumann Matematikçi, Fizikçi, İstatistikçi, Ekonomist, Bilgisayar bilimci ve aslında Kimyacıdır. İçlerinde en çok neycidir tartışılır ama. Askeriye için çalışırken ENIAC grubunun içindeymiş mesela. Amerikan güdümlü mermi programının fizibilitesini araştıran bilim adamları ve askeri liderler komisyonuna başkan atandığını düşünürsek her yahudi
Bilgisayar ve Beyin
Bilgisayar ve BeyinJohn von Neumann · Tübitak Yayınları · 202319 okunma
Reklam
"Son mektubunuzda, nefes alamamaktan söz ediyordunuz, bunda mecaz ve gerçek anlam birbirine çok yakın ve burada ikisi de biraz daha kolay hale gelebilir. En içten selamlarımla Sizin F Kafka"
Sayfa 20
Geç ölmektense senin sevginden yoksun yaşamıma son versin kinleri daha iyi.
Hölderlin, Kleist ve Nietzsche'nin tarihsel kişiliklerinde, alın yazılarına dışarıdan bakıldığında bile göze çarpan apaçık bir ortak yan vardır: Hepsi de aynı burcun etkisi altındadırlar. Üçü de son derece büyük, bir ölçüde dünya dışı bir güç tarafından, sıcak varoluşlarından alınıp tutkunun tahrip edici kasırgası içine atılmışlar ve yaşamları zamanından önce korkunç bir zihinsel ıstırap ve duyuların ölümcül sarhoşluğu içinde, delilikle ya da intiharla son bulmuştur. Kendi zamanıyla bağlantı kuramamış, kendi kuşağı tarafından anlaşılmamış olarak, mesajlarını bir meteor gibi kısa, parlak ışıklarla geceye yaydılar. Onun yolunu, onun anlamını kendileri de bilmiyordu, çünkü onlar sadece sonsuzdan gelip sonsuza gidiyorlardı: Varlıklarının ani düşüşü ve yükselişi içinde gerçek dünyaya şöyle bir dokunup geçtiler. İçlerinde insan dışı bir şeyin etkisi vardı, karşısında kendilerini çaresiz hissettikleri, kendi güçlerinin üzerinde bir güç: Kendi iradelerinin sesine kulak vermediler (onu kendi Ben'lerinin nadir uyanık dakikalarında dehşetle hissediyorlardı), tersine, onlar yüksek bir gücün, şeytani olanın tebaasıydılar, onun tutkunu ve tutsağıydılar.
Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.