Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahlak her şeyden önce gelmeli
Ahlakın kaynak konusunda dinî' ve din dışı olmak üzere farklı teoriler bulunmaktadır Din dışı ahlâk teorileri şu bakımlardan eleştiriye tâbi tutulmustur: a) İnsan gerek ruhî gerekse fiziki şartların etkisiyle değişmektedir. Dolayısıyla İnsanın ‘ vaz' ettiği ahlâkî değerlerin mutlak olması mümkün değildir. Duygu, tutku • ihtiraslar olan böyle bir varlıktan her zaman rasyonel bir hareket beklemek isabetli değildir b) Din dışı ahlâk teorileri nihaî ahlâk prensiplerinin doğrulanmasında sabit bir Ölçütten mahrumdur. Bu, sonuçta ahlâkî relativizmi kabule götürür. Ahlâki Relativizm birbirleriyle çelişen iki temel prensipten meselâ adaletle zulüm, doğru ile Yanlış, namusluluk ile namussuzluk gibi davranışların her ikisinin de ayni anlamda Doğru olabileceğini savunmak demektir Oysaki ahlâk prensiplerinin fonksiyonlarını icra etmeleri ancak evrensel olmalarıyla mümkündür. Bu itibarla ahlâkî prensiplerin aşkın (müteâl-transandantal) bir Varlıkla irtibatlandırılmaması halinde evrensellikten söz edilmesi mümkün değildir, bir başka ifadeyle "Mutlak varlik olan Allah'in her seyi mutlak olduğundan, koyduğu değerler de mutlak olmakta böylece değişmez ve sabit değerlere bağlı olarak doğan ahlak ilkeleri de evrensel olmaktadır. Şöyle de denebilir; Eğer insan her şeyi yaratam bir tanrının varlığına inanıyorsa varlık düzeyinde hiç bir şeyin atonomluğuna sahip olduğunu söyleyemez.Eğer bugün bildiğimiz ve tanıdığımız yapıda bir insan olmasaydı, elbette tanıdığımız ve bildiğimiz bir anlamda ahlakda olmazdı
Her hikaye ; sonuçta insan varoluşunun bir hikâyesi değil miydi? Ve akıp giden hayatın....
Reklam
"Eğer bir şey yapmak istiyorsanız, en uygun zaman şimdidir." diyor; Barbara Kingsolver ve insana ilk hatta son bakışta da mantıklı gelen bir söz bence.... :))) Hayat, çoğumuz için sonsuz bir kaynak gibi görünüyor fakat öyle olmadığı bence kesindir ve tartışmasız.... Sonsuz bir kaynak gibi görünüyor olmasından mütevellit;
“Küstüm boz!” diye bir tabir vardı eskiden yakın arkadaşlar arasında. İşaret parmağımızla orta parmağımızı çapraz yapardık hani nedensizce. O çocuksu oyun geçmişte kaldı. Her nedense küskünlük huyu peşimiz sıra geldi bizimle birlikte. Göğsümüzü gere gere övündüğümüz yetişkin hallerimizin eteklerine yapışıp kaldı hatta. Oysa yetişkin olmanın
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
KONSER ADABI
Bu metni konsere gidip enerjisiyle sizin de enerjinizi sömüren kitleye yönelik yazıyorum. Konserin tanımından başlayayım: Fransızca concert “1. birlikte müzik çalma veya şarkı söyleme anlamına gelir. Konser türleri vardır. Açık hava, festival, senfonik vb. Bir de konserlerin amacı vardır. Yardım kampanyasından tutun eğitim, şehrin tanıtımı vb. Bir
Reklam
Yazıklar Olsun Sizin İnsanlığınıza!
Normalde bu tür bir hareket hiç huyum değildir ama görüntüsü Müslüman olup da, üç beş beğeni uğruna yahudi seviciliği yapan böyle utanç kaynağı insanlar görmekten bıktık usandık artık! Hadi boykot, mezalim, katliam, soykırım falan umurunuzda değil ama bu kadar da umursamaz, şuursuz olmayın! Her gün yüzlerce Gazzeli Müslümanın katledildiği bir
Sonuçta bu dünyadan geçip giderken geride sadece şu kalır: Toprağa bir ağaç mı diktin, yoksa oradan ağaç mı söktün? Hak mı yedin, hak mı dağıttın? Gönül mü kurdun, gönüller mi yıktın? Hayat bu kadar sade ve basittir. -Buket Uzuner
Aga be kalbim kırıldı demek ki duygusuz değilim :)
-"neden her şarkı aşk üzerine yazılıyor ki? Aşık olmayanlar da var sonuçta." -" kimse senin kadar duygusuz değil ki."
"Açık Mektup :) Seni kırmayacağım demiştim @milta :)
"Merhaba benim kalbimi görebilen can dostum Nazile Serna ; Sen beni yokluğunun bitimsiz kederine terk edip gideli, yıllar geçmiş. Peki ben neden, daha iki gün önce Antikacılar Çarşısı'ndaki çay evimizde buluşup, şen kahkahalarımızla söyleşmişiz gibi hissediyorum ? Neden yüzünün her tatlı kıvrımı gözlerimin önünde, sesin hala
Reklam
📍Stres, modern yaşamımızın doğal bir parçasıdır. Günlük zorluklarınızı aşmanıza yardımcı olur ve sizi hedeflerinize ulaşmanız için motive eder, sonuçta sizi daha akıllı, mutlu ve sağlıklı bir insan yapar. 🔎🔬 📍Her türlü stresin kötü olduğunu düşünebilirsiniz, ancak durum bu değil. İyi stres, heyecanlandığınızda hissettiğiniz stres türüdür. Nabzınız hızlanır ve hormonlarınız yükselir ama ortada bir tehdit veya korku yoktur. 📍Bir hız trenine binerken, bir oyunda yarışırken veya ilk buluşmaya gittiğinizde bu tür bir stres hissedebilirsiniz. İyi stres kısa vadelidir, size ilham verir ve motive eder, enerjinizi odaklar. 🚂 📍Ancak kötü stres, sizi yıpratan, gergin bırakan ve sağlığınıza zarar veren stres türüdür. Kötü stres veya sıkıntı kaygıya, kafa karışıklığına ve zayıf konsantrasyona sebep olur. ❗ 📍Kötü stres kısa süreli (akut) veya uzun süreli (kronik) olabilir. Hızlı bir şekilde rahatlamanın yollarını bulabilirseniz, akut stres vücudunuza ağır bir yük bindirmez. Bununla birlikte, kronik stres, tekrar tekrar stres etkenleriyle karşılaştığınızda, vücudunuza ağır bir yük bindirebilir ve olumsuz sağlık etkilerine neden olabilir. Kronik stres baş ağrısı, uykusuzluk, kilo alımı, endişe, ağrı ve yüksek tansiyona neden olabilir. 📍Anahtar, iyi stresi kötü stresten ayırmaktır. Kronik olmadığı sürece, stres hayatınıza olumlu bir katkı olabilir. Kronik stresinizi mümkün olduğunca azaltmak için çaba gösterin ve iyi stresi teşvik etmek için olumlu aktiviteler ekleyin.🎈🧸👍⭐ #alıntı
Hayırlı felaketlere hazır olmak gerekmez mi?
Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filminde Sinan'ın ayrılık acısı yaşayan gence monologu “Aslında o kadar önemli biri olmadığımız ortaya çıktığında neden üzülüyoruz ki? Bunu temel bir aydınlanma hali olarak ele alabilsek daha iyi olmaz mı? İnanmak dediğimiz şey sonuçta insanın içinde başlattığı bir eylemdir. Ve güzelliğe, aşka inanmak kadar ayrılığa da inanmak, hazır olmak gerekir. Yani her güzelliğin sonunda bir kopuş, ayrılık pusuda bekler. Madem öyle, başımıza gelen bu gibi tatsızlıklara bizi kendi bilinmeyenlerimizle yüzleştiren hayırlı felaketler gözüyle bakmamız gerekmez mi?”
Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan
youtube.com/watch?v=AgTRP8z...
BİR ÇEŞİT GÖZLEM: BİR ŞEY YAPMAK HİÇBİR ŞEY YAPMAMAKTAN DAHA İYİDİR.
Evet beyler bayanlar bugünkü değineceğimiz konu bu. Yine bir soruyla başlayalım. Bu söz sizin için ne kadar doğru ya da benim için ne kadar yanlış? Tabi ki benim ne düşündüğümü tahmin etmenizi beklemiyorum. Kimse kâhin değil sonuçta :) Evet kendimize ilk bu soruyu soralım. Sorduğunuzu varsayarak devam ediyorum. Bazen beklemek gerekir. Hiçbir şey yapmayarak. Sadece izleyerek görmek gerekir bazı şeyleri. Bakalım her şey siz bir şey yaptığınız için mi güzel yoksa doğal haliyle mi güzelmiş. Yoksa siz uğraşmayı bıraktığınız anda her şey birer birer kayıp mı oluyormuş. Görmek gerekir. Neden sürekli akış halinde olmak zorundayız ki? Neyden kaçıyoruz? Yoksa kendimizden mi? Bazen buna da ayar oluyorum biliyor musunuz. Durun bir bekleyin sakin olun. Biraz hayatınız kendi kendine demlensin. Demini alsın. Sürekli çayın başına geçip demlen demlen diye tekrarladığınızı düşünün. O çayın demlenme hızı değişir mi? Ne kadar saçma geliyor değil mi böyle söyleyince. Kendinizi hemen atağa neden geçiriyorsunuz? Niye bu sorumluluğu direkt kendinize yükleyip kendinizi yıpratıyorsunuz? Niye kendi değerinizi kendi elinizle öldürüyorsunuz? Bırakın her şey olacağına varsın. Herkes kendi değerini kendi belirlesin. Her şeyin fazlası zarardır. Sevginin fazlası, değerin fazlası, öfke, neşe, güven, iyi niyet ve merhamet. Bu hayatta denge esastır. Eğer dengede kalamazsanız kendi dengenizi bozarsınız. Kendi dengenizi bozmayın. Bu hayatta herkes gider siz kalırsınız. Yine kendinize arkadaş olacak kişi sizsiniz. Bu yüzden kendine iyi bak kıymetli dostum. Sevgiyle.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.