Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
varoluş
Sabah tuvaleti geldiği için huzursuz bir şekilde uyandı. Gözlerini zorla açtı rahatsız bir şekilde mutsuzca etrafa bakındı. Gözkapakları açılmamak için direniyordu. Göz kapaklarını tekrardan kapatsa da tuvaleti göz kapaklarının kazanmasına izin vermeyecek kadar sıkıştırıyordu. Eli yastığın altına koyduğu telefonu aradı. Telefonu bulamayınca
Bir şeye olan isteğinizi kaybettiğiniz an, onu tekrar elde etmeye başladığınız andır.
Reklam
Eğer kendilerini değersiz hissediyorlarsa, başkalarını küçük düşürerek, aşağılayarak veya hor görerek, kendilerini tekrar iyi hissetmeye çalışabilirler. Narsistler bu yüzden pat­ronluk taslamaya, yargılamaya, mükemmeliyetçiliğe ve güçlü olmaya bu kadar meraklıdırlar. Kısacası kişisel kusurların ve utancın peşlerini bırakacağı bir konuma ulaşmak için çabalar­lar.
Sayfa 32 - Kuraldışı Yayınları
Bu şablon her ilişki için geçerli,çözüm odaklı
“Ana tanımlayıcılarınız,ebeveynlerinizle ilişkinizi tekrar yapılandırmanızda değerli bir adımdır.Ebeveynlerinizin hayatta olması ya da ölmüş olması fark etmez;ana tanımlayıcıların şifresini bir kez çözdüğünüzde,ebeveynlerinize karşı olan negatif duygular,davranışlar ve yargılamalar sonunda değişebilecektir. Hatırlayın,sözlerinizdeki duygu yükü ne kadar fazla olursa,acınız da o kadar derin olur. Öfkeli kelimelerin altında daima bir acı vardır. Acı sizi öldürmeyecektir. Öfke ise gerçekten öldürebilir. Ebeveynlerinize dair sahip olduğunuz içsel görüntüler,yaşam kalitenizi etkileyebilir. İyi haber şudur ki içsel görüntü,bir kez açıklandığında ,değişebilir.Ebeveynelerinizi değiştiremezsiniz ancak içinizde onları algılayış şeklinizi değiştirebilirsiniz.”
·
Puan vermedi
Yazar kitabında klasik eserlerle ilgili fikirlerini belirtirken çok kopuk belirttiğini düşünüyorum, konuyu bağlamakta yetersiz kalmış. Öykü, şiir, roman türleriyle ilgili dünyaca ünlü klasikleri neden okumamız gerektiğini anlatmış fakat sadece tek bir kitaptan bahsederken bile o kadar konuşma havasında ki odaklanmakta zorlandım ve yarım bıraktım. Eğer ilerde yazarın bahsettiği kitaplardan birini okursam; yazarın o kitapla ilgili bahsettiği 4 5 sayfalık kısmı okurum ve prof.luğa dayanan yorumlarından faydalandım fakat onun dışında kitaba tekrar başlamayı düşünmüyorum.
Nasıl ve Neden Okumalıyız?
Nasıl ve Neden Okumalıyız?Harold Bloom · Ketebe Yayınları · 202144 okunma
Sıradaki ileti unutamayanlara gelsin
Onu unutamıyorum Hocam! İnsanlar bana böyle bir durumla geldiklerinde, hep şöyle derim: O insanla tanışmadan bir gün öncesini düşün.. Otobüsle eve giderken boş boş çevreyi izliyordun belkide. Belki de bir arkadaşınla görüşmüştün ve çok keyifli zaman geçirmiştiniz.. Aklının ucunda bile yoktu o insan. Bu zamana kadar onsuz nasıl normal bir hayat yaşadıysan bundan sonra da gayet tabii yaşayabilirsin. Bakın mesele aslında onsuz yaşayamama meselesi değil.. Aslında bizler insanları çok çabuk unuturuz. Bizim asıl unutamadığımız şey deneyimlerimizdir. O insanla yaşadığımız hislerimizdir. Onunla beraber yaşadığımız duygulardır. Biz o duygulara, yaşantıya, deneyimlere anlam yükledikçe; zannederiz ki o insanında bizdeki anlamı bi o kadar büyük. Halbuki olay bundan çok daha farklı. Unutulmayan şey kişiler değil, deneyimlerdir. Ve şu soruyu kendinize tekrar sormanızı istiyorum: Gerçekten onu unutamadım mı? Yoksa daha iyi bir insanla karşılaşma ihtimaline olan inancım mı düşük?
Reklam
Bazen geçmişe takılıp kalmak koca bir dağ gibi biner omuzlara. Öyle olunca yürünmez. İleriye gidilmez bir türlü. Koşu bandında adımlayan birisi gibi yerinde sayar insan. Bazen de hiç dönmeyeceğim arkama, der. Hava gibi bir hafiflik. Ama ibretsiz. Arkaya dönmedikçe ders almadan. Aynı hataları tekrar yaparak. Bir delikten defaatle ısırılarak. Ve tekerrür eden kişisel tarihinin makûsluğundan dem vurarak. Yani yine de kurtulamayarak eskilerden. İkisinin ortasını bulmaktır bütün mesele. İkisinin ortasında olabilmektir.
Sayfa 11 - E-KitapKitabı okuyor
520 syf.
·
Puan vermedi
Masumiyet Müzesi
Merhaba ; Herkesin sevgi ve övgüyle bahsettiğini gördükten sonra okumaya başladım. Güzel bir aşk hikayesi beklerken takıntılı bir aşkı okuduğumu düşünüyorum. Belkide ben hikayenin derinliğinde kaybolamadım. Minik spoiler uyarısı !!! Kemalin nişanlasını aldatması , Füsun gittikten sonra Sibele hala umut vermeye devam etmesi… hoşuma gitmeyen detaylardan biriydi. ( Kitabın sonunda Sibelin mutlu bir hayatının olmasına sevindim.) Füsunların evine gittiği dönemde kitap benim için akmamaya başladı. Kemalin iç dünyasında boğuldum. Sonunun ise kemalin hakettiği bir son olmadığını düşünüyorum. Genel olarak düşündüğümde güzeldi ama dönüp tekrar okuyabileceğim bir kitap değil. Müze fikrinin olması ise çok hoş ve yaşanmışlık hissi veriyor. Sonda Orhan Pamuk cevaplamış fakat insan , Kemalin kendisinin olabileceğini ya da bir arkadaşının hikayesi olduğunu düşünmüyor değil.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,3bin okunma
Felsefeyle siyasetle ve ekonomiyle ilgilenen kişiler ö kadar bahtsız insanlar ki diğer bilim ve sanatla uğraşanların maruz kalmadığı davranışlara maruz kalır. Çünkü diğer bilimlerde ve sanatlarda insan bir konuyla ilgili bir şey bilip bilmediğini daha kolay farkedebilir ve kendini frenleyebilir. İş soyutlaşmaya başladıkça insanın bunu farketmesi daha da zorlaşıyor. Mesela tarih ile ilgili konuşulacağı zaman, Malazgirt savaşının kimle kim arasında olduğunu, nerede olduğunu tarihini vs. ya bilir ya bilmez, ona görede karşı tarafın bilgisine saygı gösterir. Fakat iş felsefeye, siyasete gelince yani bilim ve sanat soyutlaşmaya başladıkça insan ahmaklaşmaya başlar. Çünkü kişi felsefik bir sorunu düşünebiliyordur ve onun hakkında fikir yürütebiliyordur, bu dallarda kişinin bilgisizliğini farketmesi daha zordur, çünkü yapabildiğini zannettiği bir şeyler vardır. Mesela iyi ve kötü kavramları üzerinde konuşurken, felsefede önceki filozoflar bu konuda neler söylendiğini bilmeden, bir argüman nasıl çürütülür ya da nasıl bir argüman oluşturulur bunun eğitimini almadan, mutlaka bir fikri öne sürebilir. Çünkü bunu yapabiliyordur. Basit bir şekilde ifadesi budur, bu durumun. "Çünkü yapabiliyordur." söylediği argümanın kalitesi ve yöntemi mühim değildir, çünkü mühim olduğunu bilmiyordur. Bunu da çoğu zaman anlatamazsın karşı tarafa, çünkü tekrar ediyorum "yapabiliyordur". Ah ah Türkçe'de hep anlatırlardı -e bilmek eki diye, hiç bahsetmediler -e bilmenin insanda ne gibi ahmaklıklara yol açtığını.
Derken tekrar bakarsınız saate, Fakat bu transtan sonra, o da ne? Masum bir tebessümle, hafif ve gamsız, Zaman yavaşça geçer, asude ve telaşsız...
Reklam
Vaktinde gitmeyi bilmek...
Çok kısa bir süre için belki şimdi olduğunuz gibi olursunuz, çok kısa bir süre için; sonra soğursunuz, ondan sonra kaprisler başlar ve sonra katılaşırsınız ve benim sizi memnun etmek için çok fazla uğraşmam gerekir. Ama bana iyice alıştığınızda belki tekrar benden hoşlanmaya başlarsınız ; benden hoşlanmak diyorum, beni sevmek değil. Sanırım aşkınız altı ayda ya da daha kısa süre içinde uçup gidecektir. Erkekler tarafından yazılan kitaplarda bir erkeğin aşkının dayandığı en uzun süre olarak gösteriliyor bu.
Sayfa 380
112 syf.
4/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Küçük Prens
Uzun zamandır kitap okuyamama sorunu yaşıyordum. O yüzden kısa bir kitap seçtim ve Küçük Prens'i okudum. İyi ki kısacık kitaplar yazılıyor da Reading Slump dönemlerinden çıkabiliyoruz. Kitabı daha önce hiç okumamıştım. Çizgi filmlerini de izlemedim. Yani ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ara sıra denk geldiğim animasyon
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Ephesus Yayınları · 2017235,2bin okunma
Affetmek...
Yaşamın boyunca seni incitmiş olan her şeyi yaz. Yazarken içinde biriktirdiklerin patlak verirse sakın şaşırma. Belki tekrar öfkelenecek, belki de hüzünleneceksin. Bunu engellemeye çalışma ve bu duygularını önemseme. • En ufak ayrıntısına kadar her şeyi yaz. Başkası için küçük olan bir şey senin için çok önemli olabilir, bu yüzden hiçbir şeyi adama. • Hiçbir konuda kendine kısıtlama getirme. Aklına gelen her şey bu listeye girmeye hak kazanıyor. • Acele etme. Belki de biraz zamana ihtiyacın vardır. Bu konuyla ilgilenmeye başladığın anda üstü çoktan kapatılmış anılar da ortaya çıkacaktır. • Hemen hemen her insanın bir sürü darbe aldığını unutma. Tek başına değilsin. • Şimdi sakince listeni gözden geçir. Bunlardan birçoğu çok gerilerde kalmış, hatta bazıları neredeyse unutulmuştu. Ama yine de peşini bırakmadılar ve hayatına hükmettiler. • Şimdi kendine şu soruları yöneltmeni istiyorum;bu listedeki kişilerin hangisine hayatının kontrolünü vermeye devam edeceksin? Hangilerini hayatından çıkarmaya hazırsın? • Hayatından çıkarmak istediğin bütün olayları ve kişileri işaretle.Onları yaşamından çıkarman demek özgürlüğüne kavuşman demektir. Her bağışlama yeni bir başlangıç anlamına gelir.
cümlelere ihtiyacımız olmadı çünkü tüm gece boyunca parmaklarıyla sevdi. uzun uzun, acelesi yokmuş gibi. önümüzde çok yıl varmış gibi. ölüm telaşı olmadan. çok sevdi ve ben de yeniden âşık oldum. her gün aynı adama, tekrar tekrar.
Neyzen İbrahim Dede gülümseyerek, "Kin şeytanın kahkahasıdır," dedi. "Bu duygu seni yoldan çıkarmış. Tekrar bize katılıp bu duygudan arınmaya ne dersin?" Derviş, "Sevsinler!" dedi. "Yamak, aşçı olmak ister. Aşçı, aşçıbaşı olmak, şakirt de kâtip olmak, kâtip ise paşa olmak ister. Paşaların istediği de vezir olmaktır. Kısacası herkesin istediği, bir şey olmak, olabilmek! Sizler de gūyā pişmek ve olmak istiyorsunuz. Aslında kendinizden başkasını kurtarmak peşinde değilsiniz. Sadece kendi ruhunuzu temizleyecek kadar da bencilsiniz. Yazıklar olsun size! Ruhunuzu kirletmemek için, taşın altına elinizi sokamayacak kadar da korkaksınız. Kinin ve nefretin ne olduğunu siz nereden bileceksiniz! Bu dergâhta kötülüklerden uzak yaşıyorsunuz. Padişah tarafından korunup kollanıyorsunuz. Üstüne üstlük bir de saygı görüyorsunuz. Hâl böyleyken sizlere kim kötülük yapmaya cesaret edebilir ki! En önemlisi, sizin hiçbir yaranız yok! Ya benim yaralarım? İşte!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.