Bir köyde bir yaşlı bir adam varmış… Çok fakir… Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki kral bile onu kıskanırmış. Kral at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için… Bir dost. İnsan dostunu satar mı?” Bir sabah kalkmışlar ki at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış.
* Hayatının ve evliliğinin geldiği durumdan utanıyordu, o kadar utanıyordu ki bunu uzun süre kimseye itiraf edemedi. Sonuçta, diyordu kendi kendine, üniversite mezunuydu, umut verici bir kariyeri vardı; deneyimli bir feminist tarafından yetiştirilmişti. Yoksul değildi. Eğitimsiz Değildi. Liberal, orta sınıf, beyazdı. Uzun sarı saçları, beyaz dişleri , Kaliforniya gülümsemesi vardı. Yine de insanlığını bir şekilde tüketen bir adamla birlikteydi.
Sayfa 244 - Okuyan Us Yayınları 1.Baskı: İstanbul, Eylül 2020
Reklam
Nihayat Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. (Tevbe,118)
Bir gün Sokrates öğrencileriyle sohbet ederken bir öğrencisi Sokrates’e, “Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse adil olan da bu değil midir? Mesela 100 kişinin oy kullandığı bir yerde 51 kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur, yoksa 49 kişinin kararına uymak mı?“ diye sorar. Bunun üzerine Sokrates her zaman olduğu gibi soru-cevap yöntemini kullanarak o öğrenciye şöyle der: “Bize söyler misin, bilge olmak mı daha zordur, yoksa cahil olmak mı? “ Öğrenci, “Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken, cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur.“ Sokrates, “Peki o halde bize yine söyler misin, toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur yoksa bilgi insanların mı?“ Öğrenci, “Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur.“ Sokrates, “Peki bize yine söyler misin, bir gemide 100 yolcu bulunsa geminin nerede hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir, yoksa o 100 yolcu mu?“ Öğrenci, “Eğer yolcular içinde denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabii en iyi bilen kaptandır.“ Sokrates, “Peki, o halde diyebilir miyiz ki, herkes her konuda karar veremez. Herkes bildiği yerde konuşmalı. Her iş ehline verilmeli?“ Öğrenci, “Pek tabii olması gereken budur.” Sokrates, “Peki, o halde bize yine söyler misin, kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil olabilir mi? Hem sen de kabul ettin ki, bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur, “ demiştir.
Sayfa 199 - Aya KitapKitabı okuyor
Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi fark edemezsen Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
"Sanıyor musun ki sevdiklerimiz ölünce bizi gerçekten de terk ederler? Zora düştüğümüzde onları her zamankinden de berrak bir şekilde hatırlamadığımızı mı sanıyorsun? Baban senin içinde yaşıyor Harry ve ona ihtiyacın olduğu zamanlarda kendini açıkça gösteriyor. Başka nasıl gidip de özellikle o Patronus'u yaratabilirdin ki? Çatalak dün gece yine koşuyordu."
Sayfa 388Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.