Vegan Filozof

Vegan Filozof
@veganfilozof
Sıkı Okur
Muhasebeci
Lisans-İktisat
143 reader point
Joined on October 2019
“Tarih boyunca az özgürlük yüzü görmüş insanlarımızın büyük özlemleri var özgürlüğe. Ne diyorsunuz, olur mu?”
Reklam
“Biz sıkıyönetimli, ağzına kilit vurulmuş basınla seçim yaparız, kim ne bilecek. “
“Elleri, ayakları kökten kesik bir çocuğu al sen, tekbaşına bir hücreye aylarca kapat ve önüne yemek ver. Bu aç insan, elsiz, ayaksız bu aç insan, tabağa eğilerek, diliyle yalayarak yemeğini yemeye uğraşsın... Bundan daha tüyler ürpertici, bundan beter zulmü tarihler yazmış mı? Gene soruyorum, sayın yöneticiler bu korkunç olay doğru mu? Bu olay yalnız yöneticileri değil, tarih boyunca bir milleti lekeler. Biz Türk milleti adına, bu olayın doğru olmadığının açıklanmasını istiyoruz. Doğru söylenmese de olur. Doğru söylenmese de olur diyorum, çünkü gönlüm bu çağda bir milletin, herhangi bir kişinin bile, böylesine zulüm yapabilecek bir hale düşmesine razı gelmiyor.”

Reader Follow Recommendations

See All
“Tarih onu lanetleyecektir, sözü umutsuz bir sözdür. O tarihin en güzel yerinde olacak, insanlar onu örnek alacaklardır, sözü de bence sanıldığı kadar önemli değildir. “
“Bizim Türkiyede politikacıların çoğunluğu gününü gün eden kişilerdir. Hiçbir sorumlulukları yoktur. İnsanı insan eden, omuzlarında geleceğin sorumluluğunu taşımaktır.”
Reklam
“Bir ulusun doğası öldürülürken başka bir yönü dirilebilir mi?”
“Gerçeğin yanında olmak kadar güçlüsü yoktur yeryüzünde.”
“Çoğu insan özellikle çok becerikli olanlar 20’li yaşlarının ortalarına kadar nereye ait olduklarını tam olarak bilmezler.”
“Ahlaki değerler sabah aynada nasıl bir insan görmek istiyorum diye sormanızı gerektirmektedir.”
“Nereye ait olduğumuzu bilmemiz için güçlerimizin farkına varmamız gerekir.”
Reklam
İnkalar ya da selefleri bu kadar defasa boyutlardaki taşları nasıl işlemişlerdi? Nasıl olmuş da bu dev taş blokları bu kadar hassas bir biçimde kesip şekillendirmişlerdi? Onlarca kilometre uzaktaki taşocaklarından nasıl nakledebilmişlerdi? Taşları bir bir hareket ettirip nasıl yerden yukarıya kaldırarak duvarlar yapmışlardı? 100 ton ağırlığında onlarca onlarca köşeli taşı üç boyulu bir bulmacanın parçası gibi birbirine oturtabilmek için hareket ettirip kaldıracak bir makineyi bırakın, bu insanların tekerleği bile yoktu.
İnsanlar ayaklanıp onu taşlamakla tehdit ettiler. Dizlerinin üstüne çöktü ve kendisini kuşatan tehlike karşısında yardım dilemek için ellerini gökyüzüne kaldırdı. Yerliler o anda gökyüzünde etraflarını saran bir ateş gördüklerini söylerler. Korkuyla dolan halk öldürmek istedikleri bu adama yaklaşıp kendilerini affetmesi için yalvardılar... Bunun üzerine ateş emriyle söndü ancak büyük taş bloklar öyle bir yanmıştı ki bir mantar tıpası kadar hafif ve küçük bir hale dönüşmüşlerdi. Daha sonra bu olayın gerçekleştiği yeri terk ederek kıyıya gelmiş, pelerinini tutarak dalgalara doğru ilerlemiş ve bir daha görülmemiştir.
And halklarının kadim söylencelerinde uzun boylu, sakallı, açık tenli gizemli bir figür karşımıza çıkar. Birçok farklı yerde bir çok farklı isimle bilinse de bunun hep aynı kişi olduğu anlaşılır: Dehşet verici silahlar kullanan ve bir kargaşa zamanında dünyayı rayına sokmak için gelen, bilim ve büyü ustası, Deniz Köpüğü, Virakoça. And bölgesindeki bütün halklar bu temel hikayenin farklı uyarlamalarını anlatıyordu. Hikaye, yeryüzünün bir tufanla sular altında kalışını ve kaybolan güneşle birlikte her yerin karanlığa gömülüşünü anlatan canlı tasvirlerle başlar. Toplum karmaşaya gömülmüş ve insanlar zorluklarla boğuşmaktadır.
579 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.