. . .
SÖZLERİN BÜYÜKLERİ, BÜYÜKLERİN SÖZLERİ
*******
(Allah dostlarının sözleri ve güzel halleri, birer manevî askerdir. Allah onlarla zayıf kalpleri kuvvetlendirir, maneviyatı bozuk olanları düzeltir. Mümin, onlarla destek
Bir dervişin gönlünde, övenle-söven bir olmadıkça o kişi sofi olamaz.
Sayfa 66 - semerkand yayınlarıKitabı okudu
Vücut islah olursa akıl, imana mağlup olur. İlâhi güzelliklere hayran kalır. Alemler içinde nice âlemlere seyran olur. Şu halde mürşidi kamil bulmak şarttır.
Sayfa 31
Allahu Teâlâ'nın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun...
Sayfa 118 - Semerk^ndKitabı okudu
Ankebut, 69
"Bizim için mücahede edenleri, bizim yolumuza hidayet ederiz."
Sayfa 74 - semerkand yayınlarıKitabı okudu
Ey gönlümü çalmış olan!. Kapıdaki de sensin!..
Arılar mürşide benzer, tellallar ise sineğe benzer. Sinek nerede güzel gördü ise onun üzerine konar. Tellal olan kişi, evliya sözlerini halka satar. Kendisini insanlara veli gösterir. Bu çok aşağı bir mertebedir. Allah dostları yanında bundan daha aşağı mertebe yoktur.
Şu halde, tellallık kendine izzet biçmektir. Bu da kamil mürşitlerin katında en küçük makamdır. Ne tuhaf ki evliya yanında en küçük makamı insanoğlu, halkın arasında en yüce bir mertebe diye satıyor; eline boncuk almış, ona inci diyor; balon almış, ona helikopter diyor.
Mevlâna Celaleddin-i Rumi Hazretleri şöyle diyor:
"Aşığın biri gelip yarin kapısını çaldı. Sevgilisi içeriden ona seslendi:
- Ey kendisine güvenilen kimsin? dedi.
Kapıdaki kişi şöyle cevap verdi:
- Benim!..
İçerideki sevgili bundan memnun olmadı ve:
-Git!... Senin için içeriye girme zamanı daha gelmemiş. Manevi nimetler sofrasında ham olana yer yoktur. Olgunluğa ulaşmamış olanı, ayrılık ateşinden başka hangi usul pişkinleştirir, onu manevi nifaktan kurtarabilir?
O zavallı, sevgilinin kapısından boynu bükük döndü. Bir sene yârinden ayrı kaldı. Ona kavuşmak için çok kere yanıp tutuştu. Öyle özledi ki...
Ve...O gönlü sevgi ile yanıp tutuşan o aşık, bir gün geriye döndü. Artık pişkinleşmişti. Tekrar yarin kapısına geldi. Dudağından terbiyesizce bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ve edep ile kapının tokmağına vurdu. Sevdiği içeriden:
- Kim o? diye seslendi. Gelen aşık bu kez:
-Ey gönlümü çalmış olan!. Kapıdaki de sensin!..dedi. İçeri den yâri cevap verdi: -Madem ki şimdi benim gibisin, ey benden ibaret olan....İçeriye gir. Zira evin içine iki ben yakışmaz..
Sayfa 16