Bulmak devlet ise aramak saadettir.
İşte ey gafil! . Bir mümin, Allah ile beraberken bir veli ile neden beraber olmak ister? diyorsun. Ey filan kişi! Sen onları ruh değil, sadece bir insan görüyorsun. Onun için işte merkep bu noktada yatıp kalıyor. Ey ham kişi!..Sen onları diğer insanlar gibi belleme. Şeytan gibi olan gözünü bir an kapat da şu şeytanlıktan kurtul. Ne vakte dek sadece dıştan bakacaksın?.. Ey Dekuki!.. Onları görmekten ümidini kesme. Dere gibi gözyaşı döken gözlerinle onları ara, Ama aklını başına al da ara... Bulmak devlet ise aramak saadettir. Unutma!..Bir gönlün fethedilmesi, ona bağlı kalmakla olur. Kalbini dünya sevgisinden kurtar ve üveyk kuşu gibi kû kû -nerede nerede- diye ara..."55
Sayfa 63 - Tahirul Mevlevi, Şerhi Mesnevi, X, 602 (B. No: 9977-9986)
Meşhur olma sevdasına düşen kimse kendisini türlü türlü rahatsızlıklara sokar. Beş kuruşluk halkın övmesinden, yetmiş kuruşluk musibet ve ziyan çıkar. Nefis övülmek ister, ruh ise muhabbetle gülüp ağlamak ister. Bunun için kardeşim, sen Allah'a sığın. O zaman su da ateş de sana tesir etmez. Yaptığın işle Allah'a sığın. Allah'ın lütfuna sığınırsan, latif ruhlu olursun. Latif ruhlu olana, su da yardım eder, ateş de yardım eder.
Sayfa 66
Reklam
Eğer alimlerimiz, Sahabe-i Kiram efendilerimizde farklı farklı ilim ve edep görmeselerdi, o yorucu meşakkatlere katlanırlar mıydı? Sadece hadisi ezberlemek için olsaydı bunu yapmak kolaydı. Demek ki görmek lazım. Ayeti kerimedeki anlama dikkat edersen bu husus açıkça beyan ediliyor.
Sayfa 70
Hızır veya Hıdır kelimesi yeşilliği çok olan yer demektir.
"Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler. "64 Derken aradıkları kulu buldular. Bu kulun adı Hızır (a.s.) idi. Alimlerimiz bu zatın bir nebi veya veli bir zat olabileceğini söylemişlerdir. Ama kesinlikle nebidir dememişlerdir. Hızır veya Hıdır kelimesi yeşilliği çok olan yer demektir. Bu, o kulun lakabı idi. Zira bastığı her yerin yeşillenmesine sebep oluyordu. Rasûlullah (a.s.) Efendimiz'in bildirdiğine göre o, kuru bir yere oturmuş sonra orası yemyeşil olmuştur.
Sayfa 71
İmamı Gazali Hazretleri ne diyor: "Bildiği ile amel edenlere Allahu Teâla bilmediklerini de öğretir. İnsanlardan uzaklaşıp Allah'a yaklaşmak için, doğru yolu gösterecek kimseleri Allah gönderir. Öğrenmeden keşif ve ilham yolu açılıverir.
Sayfa 74
Bâyezid-i Bestami Hazretleri şöyle derdi: - Unuttuğu zaman cahil kalan, kitaplardan ezbere ilim anlatan kişiye alim denmez. Gerçek alim, okumadan ve ezber- lemeden dilediği anda Rabbinden ilim alabilen kişidir. Bu kimseye alim denir. İşte buna işaret ederek Allahu Teȧla Hızır (a.s.) hakkında: "Biz ona tarafımızdan ilim öğrettik"72 buyurmuştur.
Sayfa 75
Reklam
193 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.