İslâm’a göre, Allâh, “Câmiu’l-Ezdâd’dır. Yâni, zıt sıfatları varlığında cem eylemiştir. Meşhûd olan Âlemimizde zıt sıfatlar bir arada bulunamayıp birbirlerini vely ederlerken, yâni ortadan kaldırmak temayülü ile muttasıf iken Zât-ı İlâhî’de bunlar -tâbir câizse- sükûnet halindedirler.
Deli Ve Veli...
Lâf gevezeliklerinden bıkmış olan Şems-i Tebrizî Hazretleri, Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri ile dostlukları hususunda, “şeyhliği de müridliği de yere batsın!” der… Vel’ kelimesinin iştikakları içinde “veli” ve “vely-yaz yağmuru”nu dikkate alarak bir tuhaflık olduğunu sanabilecekler için: İmam-ı Azam, Sahabîler hakkında, “siz onları görseydiniz deli derdiniz, onlar da sizi görse Müslüman olmadığınızı söylerdi!” buyurur…
Sayfa 357 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yoksa İngilizler’in tekâlifine bugüne kadar olduğu tarzda mukabelede devam edildiği takdirde bugün (Payas-Kilis) hattına kadar olan araziyi isteyen İngilizler tarafından yarın Toros’a kadar olan Kilikya mıntıkasının ve daha sonra Konya-İzmir hattının lüzumu işgali tekalifinin biribirini vely edeceğine ve binnetice ordumun kendileri tarafından sevk ve idaresi ve hatta heyeti vükelâyı Osmaniyenin Britanya hükumeti tarafından lüzumu intihabı gibi tekâlifin karşısında da kalmak müstebad değildir.
Bahtiyardır O adam ki refika'yı ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki kocasını mütedeyyin görür, ebedi dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyin olur ;saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır. Bedbahtır o adam ki sehafete girmiş zevcesine ittiba eder; vazgeçirmeye çalışmaz, Kendisi de iştirak eder. Bedbahtır O kadın ki zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklit eder. Vely o zevc ve zevceye ki birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani medeniyet fanteziyelerini birbirine teşvik eder
Sayfa 12 - RNK YayıneviKitabı okudu
Aşk kaderidir insanın , alnında yazısıdır , gönülde sızısıdır . Ve yoksa eğer yani ki yazmamışsa kudret kalemi ile Katip onu alnına , beyhudedir uğraşmak. Yazılmamışı yazmaya çalışmak ne boş iş. Vely olsun…
30 Teşrinievvel 334, Mondros Mütarekenamesi mevâddı ve bilhassa bu maddeler meyânında yedincisi, dimâğı yakan ateşîn bir zehirdi. Yalnız bu madde, bakiye-i vatanı düşmanların emr-i işgal ve istilâsına âmâde bulundurmaya kâfi idi! İstanbul'da, birbirini vely eden aczeden mürekkeb kabineler şerefsiz, haysiyetsiz, süflî manzaralarıyla masum ve mütevekkil milletin timsali tanındı, itibara lâyık görünmemeye başlandı. Bu yüzden, dünyanın medenî devletleri, icâbat-ı medeniyeyi unutacak kadar lâübali oldular. Öteden beri Türk milleti aleyhinde aktar-ı cihanda yapılan en mantıksız propagandalar her zamandan ziyade istimâa şâyân görüldü. Dokuz aydan beri başlayan milli intibâh ve faaliyet, vaziyet ve manzarayı değiştirdi ve daha çok değiştirecektir. Millet, hâsıl olan vahdeti muhafaza ederse ve istiklâli için fedakarlıktan çekinmezse muvaffakiyet muhakkaktır. Erzurum ve Sivas Kongreleri esâsâtı, milletin istihsal edeceği gayeler için düstûrdur.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam