Muallime
Muallime
@veraaaaaaaaaa
Öğretmen
31 reader point
Joined on February 2022
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Zalımsın Big Brother
Distopya türünün Şahı 1984 kitabı diyebilirim.
3.Dünya savaşı sonrası devletler üçe ayrılıyor. Okyanusya, Avrasya ve Doğuasya. Romanın konusu Okyanusya da geçiyor. Ülkeyi yöneten Büyük Birader. Bu kişi her şeyi görür, her şeyi duyar, her şeye hükmeder. Hatta İnsanları tele ekrandan takip eder en ufak hatalarında tutuklar. Bu ülke de düşünce suçu en büyük suçtur. Anne babalar çocuklarını, çocuklar anne babalarını ihbar eder.
Ülkenin yeni bir dili oluşturulur: Yenisöylem. Bu yeni dilde kelime sayısı çok azdır birçok kelime çıkartılır. İnsan kelimelerle düşünür ne kadar az kelime o kadar az düşünce. İnsan düşünürse özgür kalır. İnsanı köleleştirmenin en güzel yolu az düşünmesini hatta hiç düşünmemesini sağlamaktır.
Bu ülkedeki partinin sloganı şudur: Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür.
Hüzünlü kekim
Dostoyaveski beni yine şaşırtmadı. Her okuduğum kitabında ruhsal bunalımlar yaşayan, ezilmiş, dışlanmış karakterler var. Neyse ki ben bu tarz romanları seviyorum.
Öteki kitabında ana karakterimiz olan Bay Golyadkin memur olarak karşımıza çıkıyor. Yalnız kendini iş arkadaşları tarafından dışlanmış hisseden karakterimiz kendini arkadaşlarına kabul ettirmeye çalışırken daha çok hata yapmaya başlıyor. Tam böyle bir dönemde karşısına 'öteki' çıkıyor. Ondan sonrası daha vahim. Bay Golyadkin'in öteki ile yaşadığı çekişmeleri bir an size gerçekmiş gibi gelecektir ki ben de öyle oldu.
Bay Goldaykin'in yaşadığı ruhsal problemleri, kişilik bozukluğunu Dostoyaveski öyle güzel kurgulamış ki, kitap bittiğinde bir hüzün sardı beni. Ahh Bay Golyadkin keşke böyle olmasaydı çok üzgünüm..
Sancılı sorgu..
Ölümü düşünerek yaşadınız mı hiç? Peki ölümü düşünerek yaşasaydınız hayatınızda neler değişirdi? Ya da neleri değiştirmek isterdiniz? Yaşadığımız hayat gerçekten yaşanması gereken hayat mı?
Ölümü düşünmeden yaşayan İvan ilyic yakalandığı hastalıkla birlikte ölümü sorgulamaya başlar. Neden onun başına bu hastalık gelmiştir? Bu sorgulama ile birlikte aslında yaşadığı hayatın çok da mükemmel olmadığını, etrafındaki insanların ve ailesinin pek de samimi olmadığını fark etmiştir. İnsanların sadece kendi menfaatleri doğrultusunda ilişkiler kurması Ivan ilyic'in acılarına acılar katmış, bu ağır sancılı hastalık sürecini hayatını sorgulayarak bitirmiştir.
Bu kitap İvan ilyic'in hastalık süresince ölüm-hayat-Tanrı sorgulamasına şahit olduğumuz belki de kendi ölümümüzü düşündüğümüz muazzam bir eser.
Reader Follow Recommendations
Oblomov
Hiç sıkılmadan okuduğum bitirmeye yakın biteceği için üzüldüğüm bir kitap oldu.
Oblomov' un o güzel yüreğine hayran kaldım. Bu kadar saf, temiz, kimseyi kırmayan, incitmeyen bir kalp olabilir miydi? Ama Oblomov'un da herkes gibi bir kusuru vardı. Kusuru en yakın dostu Ştolts'un tabiriyle Oblomovluk'tu.
Oblomov ailesinden kalan bütün servetini yatarak hiçbir şey yapmayarak bitirmiştir. Evet evet sadece yatarak. Kendini herkesten herşeyden soyutlayan hiçbir işle uğraşmak istemeyen Oblomov sırf bu Oblomovluğu yüzünden hayatının aşkını da elinin tersiyle itmiştir.
Ahhh Olga! Oblomov'un güzel yüreğine aşık olan onu hayata katabilmek için kendini feda eden güzel insan. Olga Oblomov'u harekete geçirmek, hayata katmaya çalışırken kendini ispatlamaya çalışıyor da olabilirdi. Ama her ne olursa olsun ortada büyük bir emek ve özveri vardı.
Ştolts en güzel dost..Oblomov ne kadar tembelse Ştolts da bir o kadar çalışkan. Ştolts Oblomov'un temiz, hiç bozulmayan güzel kalbi için dostluğunu ondan esirgemiyor.
Olga ve Ştolts.. Bu aşkı en çok siz hakettiniz. Enerjiniz, arkadaşlığınız, uyumunuz çok güzeldi.
Bu olmadı..
Eserin edebi değerini tartışmayacağım çünkü tartışılamayacak kadar zengin bir dil kullanılmış. Benim üzerinde duracağım konu yazarın aydın, vatansever gibi kavramları dinden soyutlamaya çalışması.. Dindar insanların vatansever olamayacağı gibi bir algı oluşturmuş.
"Geriliği bırakmak için sosyal zorunluluğa hiç bakmamalı.. Aklım erdi ereli ben çarşaftan nefret ediyorum. Ne zaman peçemi indirsem, bir çalınmış mal halime geldiğimi düşünerek sıkılırım. Çarşaf yobaz uydurması.. Tersine, kapalılık, hele hele peçe kullanmak kadını daha hayasız ediyor." yazar bunu ana karakter olan, vatansever Nedime'nin ağzından söylüyor. Aksine vatan sevgisi dinden gelir. Dinini seven vatanını da sever. Bu yüzden vatan uğrunda ölenlere şehitlik makamı verilir.
Kitap da Osmanlı Devletini aşağılayan cümleler de var. Her ne kadar Osmanlı Devletinin çöküş dönemi kaleme alınsa da hakaret edilmesi hoşuma gitmedi..
