Verem hastalığı ve Avrupa Ortaçağı
Verem tedavisinde taze insan kanı içmenin, şifa olacağı kanısı yaygınlaşmıştır ki o dönemde İspanya'nın Endülüs bölgesinde kaçırılan 8 yaşındaki çocuğun koltuk altlarından alınan kanın, bölgenin en zenginlerinden verem hastası bir adama satıldığı kayıtlara geçmiştir...
Sayfa 90 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Karma Prenslikler Üzerine
Hekimlerin verem için söyledikleri burada da geçerlidir: Başlangıçta bu hastalığı iyileştirmek kolay ama teşhis etmek zordur, zaman geçtikçe başlangıçta teşhis ve tedavi edilmediği için hastalığı teşhis etmek kolaylaşır ama iyileştirmek zorlaşır. Devlet işlerinde de aynısı olur: Devlette ortaya çıkan hastalıklar önceden görüldüklerinde (bunu ancak uzak görüşlü birisi yapabilir) çabuk iyileştirirler ama bu hastalıkların görülmemesi ve herkesin görebileceği şekilde büyümelerine izin verilmesi durumunda artık herhangi bir tedavi söz konusu olamaz.
Reklam
Finlandiya bataklıklarla dolu bir ülke olduğundan sıtma ve verem hastalığı yaygındı. Halk sıtmadan şikâyetçiydi; ve­remden ise kırılmaktaydı neredeyse. Snelman bu mikroplar­la mücadele başlatmıştı. Bu mücadeleye şimdi de görünmez bozuk kişilik mikroplarıyla mücadele de eklenmişti. Snelman yine çözümü gösteren ilk kişi olmuştu: _ Şimdi bir de düşünce sıtması, irade veremi, ruh sıtması hastalıkları çıkmıştır karşımıza. Bu ruhsal bozukluk nerdeyse tüm ülke gençliğiniistila etmiştir. Gelecek yıllarda topluma yararlı işler yapmak üzere hayata atılacak olan gençlerimizin ruhsal hastalıklardan kırılmasına göz yumamayız. Mücadele etmek gerekmektedir.
Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz...
Sayfa 96
Yeni kurulan bir gecekondu semtindeki bir aşevine garson olarak girdi. Müşterilerle yaptığı konuşmalar yüzünden, ihbar üzerine götürüldüğü karakolda dayak yedi ve işinden atıldı. Bir süre kahvelerde ve meyhanelerde tombalacılık, seyyar satıcılık, sinemalarda yer göstericiliği, sirklerde gişe memurluğu yaptı. Biriktirdiği bin beş yüz lira kadar bir parayla, apartman inşaatlarının yoğun olduğu bir bölgede işçiler için bir aşevi açtı. Aşçı bir arkadaşıyla birlikte çalışıyorlardı. Dükkânı donatmak için borçlanmışlardı. Hüsnü -kendi lokantasında- sabahtan gece yarısına kadar çalışıyor, bulaşıkçılık, garsonluk, alışveriş yapıyor, sebze ayıklıyor, örtü yıkıyordu. Borçlar bitmiyordu. Buzdolabı pahalıya gelmişti. Bir on bin liraları olsaydı, çok daha kolay yürüyecekti işler. Yürümedi. İcra memurları buzdolabını götürdüler sonunda. Tekrar yer göstericiliğe başladı sinemalarda. Elle yazıp çoğalttığı bir beyanname yüzünden yakalandı, bir buçuk seneye mahkûm oldu. Hapiste verem olduğu anlaşıldı. Hastaneye yatırıldı. Oradan kaçmak isterken, jandarmalar tarafından vuruldu. Cezası bir yıl artırıldı. Hapisten çıktıktan sonra, inşaatlarda amelelik etmek istedi. Hastalığı ve mahkûmiyeti yüzünden başaramadı. Garsonluğa başladı yeniden. Eski mesleklerinden bir türlü kurtulamıyordu. Garsonların yüzde onlarını vermediği gerekçesiyle arkadaşlarını patrona karşı ayaklandırdı. Sonunda patron yüzde onları vermeye razı oldu ve Hüsnü işten atıldı.
Sayfa 680Kitabı okudu
Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz...
Reklam
“Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz. “
Her şey ağır geliyor. Depresyondayım ben.” Bu sefer Ülker Abla bir hahahaha çaktı bana. “Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz...” “Öyle deme Ülker Abla,” dedim, “benim beyim iyi kazanıyor şükür. Ben girebilirim depresyona...”
Paylaşmak mutluluk miktarını artırabilir ama acıyı paylaşmak duyulan acıyı azaltmaz . İnsana kötülüğe karşı dayanma gücü verebilir ama kötülüğü ortadan kaldırmaz. Verem üzülmek hastalığı iyileştirmez ,bunu yapacak olan bilimdir.
Doktorlar verem hastalığı için, başlangıçta teşhisi zor ancak tedavisi çok kolaydır; teşhis edilmeyip tedaviye başlanmadığı takdirde hızlıca ilerler ve zamanla teşhisi kolaylaşır ama tedavisi zorlaşır, derler. Bu durum devletler için de geçerlidir; eğer sorun ileri görüşlülükle erkenden teşhis edilirse hemen çözüme kavuşturulabilir ancak sorunun ne olduğu hemen anlaşılmaz ve artık herkesçe görülebilecek denli büyürse, geriye hiçbir çare kalmaz.
Sayfa 22 - Alfa
549 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.