Karma Prenslikler Üzerine
Hekimlerin verem için söyledikleri burada da geçerlidir: Başlangıçta bu hastalığı iyileştirmek kolay ama teşhis etmek zordur, zaman geçtikçe başlangıçta teşhis ve tedavi edilmediği için hastalığı teşhis etmek kolaylaşır ama iyileştirmek zorlaşır. Devlet işlerinde de aynısı olur: Devlette ortaya çıkan hastalıklar önceden görüldüklerinde (bunu ancak uzak görüşlü birisi yapabilir) çabuk iyileştirirler ama bu hastalıkların görülmemesi ve herkesin görebileceği şekilde büyümelerine izin verilmesi durumunda artık herhangi bir tedavi söz konusu olamaz.
Verem hastalığı ve Avrupa Ortaçağı
Verem tedavisinde taze insan kanı içmenin, şifa olacağı kanısı yaygınlaşmıştır ki o dönemde İspanya'nın Endülüs bölgesinde kaçırılan 8 yaşındaki çocuğun koltuk altlarından alınan kanın, bölgenin en zenginlerinden verem hastası bir adama satıldığı kayıtlara geçmiştir...
Sayfa 90 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Haydi prangaların pek de öyle ağır bir yük olmadığını varsayalım. Pranganın ağırlığı sekizle on iki funt arasıdır. Sağlam bir adam için on funtluk bir ağırlık taşımak o kadar da önemli değildir. Ama işittiğime göre, birkaç yıl pranga taşıyanların ayakları kurumaya başlarmış. Bunun ne ölçüde doğru olduğunu bilmem, ama bir miktar gerçeklik payı
”Elif Dedim Türküsü’nün Hikayesi..” Genç bir adam Elif isminde bir kızı sever. Elif de ona sevdalanır. Fakat genç adam o eski zamanların ince hastalığı olan Verem e yakalanmıştır. Elif'in ailesi, bu durumu görür ve kızını onunla evlendirmek istemez. " Git tedavini ol gel öyle Elif i al " derler. Bunun üzerine genç adam çok sevdiği Elif inin aşkı için hastaneye yatar. O dönem şartlarında iyileşmesi imkansızdır. Öleceğini bile bile genç adam tedaviye devam ettiği için Elif'e bir haber gönderir.. "Ölüm, ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım" der. ( Aslında bu söz Türkü içerisinde de mevcuttur.) Elif ten cevap gelmez. Fakat zaman ilerledikçe genç adamın hastalığı artar. Genç adam hastanede yattığı sürede sadece Elif' ten haber almak bir de içindeki yangını söndürmek için ( yaşamının kaynağı olan ) yanlız su içmek ister. Yemekten kesilir. Ancak kızın ailesi bir kez bile görmesi için Elif'i onun yanına yollamaz. Hastalığının arttığını, tabutunun bile hazır olduğunu Elif'ine türkü içinde ağıt halinde yazan genç adam, hastanede yattığı sürede bu türkünün sözlerini yazıp şapkasının içine saklar. İyileşemez ve çok sevdiği Elif ini göremeden ölür. Cenazesi köyüne getirilir. Şapkasının içerisinden yazdığı sözler bulunur ve ailesi tarafından bestelenmesi istenir. . ~ Elif Dedim Türküsü
İnsanın vebayı veremden daha çabuk ve ko­lay kontrol altına alması ve ona hakim olması bir raslantı değildir. Veba, korkunç bir şekilde ve ölüm saçarak gelir, verem ise yavaş yavaş kemirir. Biri müthiş bir korku yaratır, öteki tedricen artan bir aldırışsızlığa sevke­der. Bunun sonucu şudur. Bütün enerjisi ile ve hiçbir engelden çekinme­den vebaya karşı yürüyen insan, vereme karşı set kurmakta çok yavaş hareket etmiştir. Bu şekilde insan vebaya hakim olmuştur, fakat verem de insana hükmetmektedir. Millet organizmasındaki hastalıklar da aynen böyledir. Hastalık daha başlangıçta facia getirmiyorsa, insan ona yavaş yavaş alışır... ve uzun­ca bir zaman geçtikten sonra da bu hastalıktan ölüp gider. Ne kadar acı da olsa, bu bozulmayı kaderin hastalığa yaklananın üzerinde göstermesi­ne yine de şükretmelidir. Çünkü böyle bir facia bir defa olur. Ve ancak bu şartlar altında üstün bir çaba ve kesin bir kararla bir tedavi yolu bulmaya çalışılır. Fakat böyle bir durumda bile bilinmesi gereken ilk şey sözkonu­su hastalığı meydana getiren asıl sebeplerdir.
Sayfa 162 - PDF - ANONİM YAYINCILIK TAM METİNKitabı okudu
546 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.