Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah, lanetli altın hırsı, nelere zorlamazsın sen insanların yüreğini!
Ah, tanrılar gönülsüzse, neye güvenir insan? Neye doğru olur güvenmesi?
Reklam
Dertli insanlar için ilk uykunun başladığı saatti tam; bu tanrı armağanı, her bedene yayılıyordu gitgide bütün tatlılığıyla.
Biz mutsuzlar da, bütün tapınaklarını kentin donattık taze fidanlarla, bayram varmış gibi, o gün son günümüzmüş meğer, nereden bilelim?
Gözlüyorsa dindarları göklerde tanrılar, adalet, doğruluk bilinci varsa hâlâ bir yerde, dilerim tanrılar versin layık olduğun ödülü sana. Seni yaratan çağa ne mutlu! Hangi değerli ana babadan senin gibi bir kız doğmuş! Irmaklar denizlere aktıkça, gölgeler dolandıkça koyaklarını dağların ve gökler ışık verdikçe yıldızlaras ünün, adın, övgülerin yaşayacak her zaman, kaderin beni çağırdığı her yerde!" Böyle der, uzatır sağ elini dostu İlioneus'a, sol elini Serestus'a, sonra başkalarına, güçlü Gyas'la Cloanthus'a verir ellerini
Neptunus alttan üççatallı yabasıyla destekler gemileri, açar geniş sığları, yatıştırır dalgaları. Ve suların üstünden hafif tekerleri arabasının kayar gider; nasıl ki büyük bir ulusta bir isyan çıktığında cahil ayaktakımı boşanır çılgın gibi, her şeyden kendine silah yapar; çırağılar, taşlar uçuşur durur havada; ama tam bu sırada dindarlığı, hizmetleriyle saygıdeğer birini gördü mü tesadüfen, keser sesini güruh, kulak verir birden, etkilenip sözlerinden yumuşar ya ruhları, tıpkı öyle gözden geçirip de suları tanrı, sürünce atlarını masmavi göklere doğru, kesiliverdi denizin olanca şamatası. Salıverdi gemleri tanrı, uçtu gitti arabası.
Reklam
heyecan verici bir başlangıç
Söyle Musa, anımsat bana tüm nedenlerini, hangi buyruğu çiğnendi, ne ağırına gitti de tanrıların ecesi dolayıverdi başına bunca felaketi, bunca çileyi bu sadakatli, dinine bütün adamın? Gökteki tanrıların böylesine mi yamanmış yüreklerindeki öfke?
Yürekler acısı anıta, talan giysilere baktı baktı Aeneas, yandı yakıldı yüreği, dehşet saçarak öfkeden! "Kaçacak mısın sandın elimden, yakınlarımdan soyduğun ganimetler üzerindeyken! Bu yarayla Pallas, evet Pallas, kurban ediyor seni, öç alıyor cani kandan."
Sayfa 471Kitabı okudu
Duraksarken Turnus , ölümcül mızrağı attı Aeneas, üzerine, fırsat kollayıp gözleriyle burdu var gücüyle, bedeninin uzaktan: Hiçbir savaş makinesi kayalar fırlatmadı böylesine gümbür gümbür, hiçbir şimşek çakmadı böylesi gürleyerek, kara hortum gibi, ölümle yüklü uçtu mızrak, aştı geçti yedi kat kalkanın ucunu, zırhı, baldırın ortasını ıslık çalarak. Vuruldu Turnus, büküldü dizleri, koskoca bedeniyle serildi toprağa.
Sayfa 470Kitabı okudu
Rumeli Hisarının böyle bir yapılış hikayesi vardı. Onu hatırlattı bana.
Bir bölgeye varırlar, şimdi yüksek surlarını göreceksin, yalçın kalesini, Yeni Kartaca denen kentin. Bir boğa postunun çevrelediği alan kadar toprak satın alırlar.
949 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.