Dünyada beklentime son vermeye yetecek hiçbir şey yoktur. Yaşamdan beklediğimi ve içimde umutsuzca beklenmeye devam edeni tatmin edecek hiçbir şey gelmeyecek başıma. Ve hatta: kafamın içinin yüzdüğüm denizden daha engin olduğunu sezdiğimden, beni mesken edinmiş arzunun her halükarda bana cevap olarak sunulabilecek her şeyden sonsuzca daha büyük olduğunu biliyorum. Ya da nihayet ve bir sırrı ele vermek adına: eminim ki dünya içimde bulunduğunu söylemeye mecbur olduğum sevme ihtiyacını doyurabilecek hiçbir şey barındırmaz...
Okulda altı yedi yıl geçirdim, tek içimde bir heves uyansın diye. Acentalarda katiplik, seyyar satıcılık, nasıl olursa olsun bir iş bence iyiydi. Oysa öyle yaşamak, yaşamak değilmiş. Sıcak yaz sabahları yeraltı trenlerine tıkılmak, ömrün olduğu kadar senet kaydetmek, telefona cevap vermek ya da alıp satmak. Açık havaya çıkıp gömleğini atarak oturmak dururken yılın elli haftasını iki haftalık tatil uğruna işkenceyle geçirmek. Yanındaki arkadaşlarının üstüne geçmekten başka bir şey düşünmemek. İşte geleceğini güvence altına almak böyle yapmakla oluyor.
Mefhar - i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Alem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Allâh adın zikredelim evvela
Vacib oldu cümle işte her kula
Allâh adın her kim ol evvel anâ
Her işi âsan eder Allâh anâ