Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Dert anlatacak birini bulmak da başka derttir vesselam. İşte bu çetrefilli dengenin ortasında Rasim Abi, hem her şeyini kaydetmiş birinin hüzünü, bir hem de her şeyi baştan keşfetmiş birinin sükunetine aynı anda barındırıyordu.”
Sayfa 36 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Birçok yerdir aslında hapishane ismini taşıyan lakin bunu huzura kavuşturmak suretiyle yaklaşımda bulunandadır saklı gerçekler. huzuru bulana da verebilme kapasitesinde olanada vesselam! ☀️Brusk⚡
Reklam
"Önüne çıkan her şeyi yaktığın zaman Hakk'ın sana nimeti artarak gelecektir. Gönlün Hakk'ın sırlarına vâkıf olduğu zaman kendini Hakk'ın işlerine vakfet. Kendini Hakk'ın işlerine vakfetmiş bir kuş olduğunda "sen" kalmazsın artık, "Hak" kalır, vesselam."
Reklâm verenleri artık engelliyorum. Sayfamı takip edemiyorum. Bu kadar reklâma ne gerek var. İsteyen girer okur, düzenli takip eder. Vesselâm...
Madem her şey manen "Bismillah" der. Allah namına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi "Bismillah" demeliyiz. Allah namına vermeliyiz. Allah namına almalıyız. Öyle ise, Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız... Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor? Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymetdar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta "Bismillah" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymetdar hârika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymetdar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir. Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm. Tılsımlar
Çünkü mânâ düğümü, bir yürek yanığı, bir derinden taşan îman, bir yatışmaz vecd olmadan çözülemez vesselâm.
Reklam
Vesselam
Biz söylediğimizle kalalım Sen duymadığınla Herkes yerinde Sağ olsun Fazla kelam Aşka ızdıraptır….
" Beklenen doğmuştu ve insanlar onu Muhammed diye çağıracaklardı. Ne güzel bir unvan, ne güzel bir isim. ( Essalâtu vesselâm aleyke yâ Rasûlallah / Essalâtu vesselam aleyke yâ Habiballah ) ( Ey Allah'ın Resul'u, salat ve selam senin üzerine olsun, Ey Allah'ın habibi, salat ve selam senin üzerine olsun.)
Muzip adammış vesselam.. :)
Konuk olduğumuz çadırdaki kızlara soruyorum; burası neresi diye. Kızlardan biri Susamur Caylosu diyor. Anlamadım diyorum, tekrar ediyor. Yine anlamadım deyince avazı çıktığı kadar ve hecelerin üstüne basarak; "Su-sa-mur Cay-lo-suuu" dediği anda gülmekten kendimi alamıyorum. Aslında biliyorum burasının neresi olduğunu ama onlardan duymak daha güzel oluyor, aynı soydan geldiğimiz ve aynı dili konuştuğumuz Kırgızlarla anlaşmak hiç zor değil. Ortak yaşanan geçmişten günümüze gelen pek çok kelime var. Caylo da bunlardan biri. Sadece kelime başında "y" "c" ses değişmesi varm "Y" "C" ses değişmesi Türkiye Türkçesi ile Kırgız Türkçesi karşılaştırmasında temel bir kural gibi. Bizde "y" ile başlayan birçok kelime onlarda "c" ile başlıyormuş Yılkı cılkı, yıldız cıldız gibi.
Sayfa 36
Büyük zatlar derler ki; "Sahabelerden öyleleri vardı ki bunlar ömürlerinde üç cümle, dört cümle, beş cümle konuştuğu dahi görülmemiş. Bir kenarda oturmuşlar sürekli tefekkür halinde Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ı dinliyorlar, takip ediyorlar ve kendileriyle cebelleşme halindeler." Biz bu davanın neresindeyiz?
Reklam
Vesselam...
"Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim. Allahın övdüğü, beğendiği İslâm toplumunu ören, toplumunun örülen duvarında en küçük bir kum tanesi olmaktan öte öğüncüm olamaz."
Dünyevi lezzetler
Bir bal var tatlı leziz görünüyor sen onun içinde zehir olduğunu biliyorsun o balı yerken lezzet alabilirmisin. bir adam var o balda zehir olduğunu bilmiyor işte o baldan lezzet alır. Burda bahsedilen bal dünyevi lezzetler içindeki zehir ise bize yasak kılınanlar. Vesselam
İYİ AMELLERE DAİR
Dikkât etsen, kalbe sokmazsan harâm, Ehli imân oluş oldun vesselâm!
Yıllanmış bir kesitten tutmalı ipin ucunu. :)
mᎪᏉᎥŞ  hᎪᏁım
mᎪᏉᎥŞ hᎪᏁım
'ın paylaşımı da tesadüfi düştü önüme. Ağacımızı sağlam köklendirmeliyiz vesselam.
95 syf.
10/10 puan verdi
Kalabalıkta sessiz ve dalgın...çoğunlukla yalnız...
Öğretmeni dermiş ki; Kalabalıkta sessiz ve dalgın...Çoğunlukla yalnız Sait Faik ... Bana öyle geliyor ki; pek çok yazarı sıklıkla kendimizle bütünleştirdiğimiz şahsiyeti yüzünden severiz. Onu tanıdıkça aramızdaki bağ kemikleşir ve daha fazla merak duyarız iç âlemine. Çünkü insanın âlemindekiler yansır ancak kalemindekine.. Daha önceki
Vüs'at O. Bener
Vüs'at O. Bener
,
Dost
Dost
incelememde Sait Faik hayranlığımın gelişiminden sizlere bahsetmiştim. Şüphesiz Edebiyat dünyamızdaki yeri ve önemi sarsılmaz biridir Sait Faik Abasıyanık. Sarnıç ; 2. öykü kitabıdır ve dönemin insan profili günümüze halen ışık tutmaktadır. Kitapta 1934-1954 yılları arasında yazdığı, kimi çeşitli dergilerde kimi de ilk kez burada karşımıza çıkan öyküler mevcut. On altı öykü... On altı mekan içinde ayrı kişiler ve aynı kişide bırakılan nice emareler. Sarnıç , Beyaz Altın , Bir Karpuz Sergisi,Loğusa ve Ormanda Uyku beni en çok etkileyenler.. Hele Loğusa hiç alıntı yapamadığım öyküsü... Ancak okurken hissedilesi... ve belki de hala daha bir yerlerde kadının gerçeği.. Sözü uzatmadan ve yormadan Sait Faik okuyun derim. Zira Edebiyat dünyamızın bu nadide köşesine kurulmadan kıyısından gelip geçersiniz. Vesselâm.
Sarnıç
SarnıçSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 20113,328 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.