Dünyayı, bize ait olduğu zamanlardaki gibi bırakmak mı istiyoruz? Yoksa dünyayı değiştirme işini yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız için aklımız başımıza mı geldi?
Şehir çocuğuydum ben, doğayla ilişkimin doğadan faydalanmakla sınırlı olduğunun farkında bile değildim. Hiç düşünmemiştim bunun üzerinde. Basekow'da ekinleri muazzam dalgalarla kırbaçlayan fırtınaları, boranları seyrederken bile, öncelikle derin bir haz alıyordum; çünkü bu güç insan gücü değildi; çünkü hiçbir yasaya, hiçbir hükümete boyun eğmiyordu; çünkü çok daha yüce, hayatımızın gülünçlüğünün dışında kalabilmiş bir bağlamın teminatıydı. Bu akıl ermez, uçsuz bucaksız dünyanın bir mahluku olduğum düşüncesi, insanların aptal iktidarının aynı şekilde aptal yasalarına tabi olduğum gerçeği karşısında tartışılmaz haklarla donatıyordu beni.