Körlük, gerek kurgusu, gerekse olay örgüsünün çarpıcı bir şekilde anlatılmış olmasıyla gerçekten çok etkileyici.
Öncelikle yazarın noktalama işaretleri bakımından oldukça sade davrandığını söylemek yerinde olur, zira noktalama işaretleri olarak yalnızca virgül ve nokta kullanılmış. Bu ilk başlarda biraz zorlasa da sonrasında alışıyorsunuz.
Yazarın noktalama işaretlerindeki sadeliğini söz konusu anlatmak istedikleri olunca rafa kaldırıyor. Böylece kitapta yoğun bir şekilde mesajlar verirken, zaman zaman sizin bakış açınızı yönlendiriyor, sık sık da düşünmeye itiyor. Aslına bakarsanız son sayfayı çevirene kadar düşünüyorsunuz. Etik değerlerinizi, adalet ve vicdan duygularınızı, insanlığımızı ayakta tutanın ne olduğunu sorguluyorsunuz. Sözde modern ve korunaklı dünyalarımızda, aslında ne kadar modern olduğumuz sorusu sizi sıkça meşgul ediyor. Gerçekten çaresiz kalındığında verilen bir kararla, öğrenilmiş çaresizliğe tanık oluyorsunuz. Ayrıca dikkatsizce kullandığımız veya maruz kaldığımız kelimelerin, kurduğumuz cümlelerin altında çok şey barındırdığını ve bu yüzden önemli olduklarını bir kez daha anlıyorsunuz.
Olayların akışı içerisinde ben olsam ne yapardım dediğim, verilen kararları sorguladığım bir çok nokta oldu. Ama bahsedilen konu itibarıyla empati yapmanın zorluğu da göz ardı edilemez bir gerçek.