kahverengi onun gözleri. özleyemediğim tüm hatıralarım gibi. kahverengi, sıcak bir çift iri ışık yansır orda. kahverengi, sıcak bir çift iri ışık içime akar, erirdim. sizin gözleriniz kamaşırdı o bana baktıkça. ben gözlerini soruyordum onun, siz hemen baş ucuma bir mezar konduruyordunuz gri, soğuk. kahverengi dedikçe ben, böyle içimden, siz ölülerinizi anlından öpüp beni gömüyordunuz sonra. griyi seviyor, kahverengi ile arama sıraattan köprüler kuruyordunuz. kıldan ince kılıçtan keskindi ama sizin günahlarınız, biriktiriyordunuz illede benim cebimde, çocukluğunuzun çalınmış misketleri misali. ama niçin benim cebimde? size pek itimat etmiştim.