Bir akşam sofradayken, hayatta en çok değer verdiği arkadaşı Nuri Conker "karnım ağrıyor" deme gafletinde bulundu. Vay sen misin bunu diyen... Kolundan tuttu, apar topar otomobile bindirdi, Şişli Sıhhat Yurdu'na götürdü, ilk bulduğu sedyeye yatırdı, ortalığı ayağa kaldırdı. "Galiba apandisit, acele edin, gerekiyorsa derhal ameliyat edin" diye bağırıyordu.
Doktorlar Mustafa Kemal'i sakinleştirdi, "Müsaade buyurursanız önce muayene edelim" dediler, sedyeden kaldırdılar.
Nuri Conker, doktorların kulağına "Hay Allah razı olsun sizden, kurtarın beni Kemal'in elinden diyordu.
Apandisit falan değildi. Yemeği fazla kaçırmıştı, hepsi buydu.