Zaman bize ait değil ki, biz zamana aidiz...
Hayatınızda bir kez olsun gerçeğin gözlerinin içine bakın.
Mutlu ve özgür olmamıza mâni olan tüm o önemsiz ve aldatıcı şeylerden kaçıp kurtulmak; işte hayatımızın hedefi ve anlamı bu... Orada, uzakta yanan o parlak ışığa doğru pes etmek nedir bilmeden ilerleyeceğiz.
“ Yaşam geçip gitti, hiç yaşamamışım gibi. ”
“Birbirimize burun kıvırıp duruyoruz ya, öte yandan yaşam durmaksızın akıp gidiyor.”
“tüm bunlar geçseydi bir an önce, şu kırık dökük mutsuz yaşamımız bir yoluna girseydi...”
“Ben kendi talihimi biliyorum, her gün bir musibet geliyor başıma; buna da çoktan alışkınım, öyle ki yazgıma gülümseyerek bakıyorum. ”
“Bir şeyler oldu bana, güçten düştüm.”
Sanırım sonsuza kadar bir öğrenci olarak kalacağım.
Benim değerli ve saygın kitap dolabım! Seni iyilik ve adalete yönelik parlak fikirleri taşıyan varlığından ötürü kutluyorum. Verimli çalışma için yaptığın sessiz çağrılar yıllardır hiç eskimedi. Bu esnada daha iyi bir gelecek için duyduğumuz istek ve inancı destekledin; bizleri iyilik ve toplumsal bilinç hakkındaki fikirler konusunda eğittim.
“İçimde mutluluğun önsezileri var... Görüyorum onu artık...”
“Adına aşk denilen, özgürlüğe ve mutluluğa engel o küçük ve saydam şeyin çevresinden dolanıp geçmek: İşte bizim yaşamımızın amacı ve anlamı.”
“Korkuttu beni. Yüreğim nasıl çarpıyor.”
“Nereye baksak karanlık, rutubet, ahlaksızlık... Ve çok açık bir şey ki, bizde tüm iyi konuşmalar, sadece ve sadece başkalarını ve kendimizi kandırmak içindir.”
“Babam köylüydü, odunun tekiydi, aklı hiçbir şeye ermezdi, beni okutmadı, kafayı çekip dayak atmayı bilirdi sadece, hem de her zaman sopayla. Aslında ben de ondan farksızım, salağın, odunun tekiyim. Hiçbir şey okumam. İmlam derseniz, berbattır. Hem öylesine berbattır ki, ne zaman bir şey yazmak zorunda kalsam utancımdan yerin dibine geçerim.”