Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yaşamak oldum olasıya böyle zor özgür olmadı mı insan yaşamıyor boylu boyunca viyolonsel yalnızlığı..
“Ben öleceğim”, dedi “ve sen, başucumda viyolonsel çalarak vaadini yerine getireceksin…”
Reklam
4. Ve aşk ne kadar kudretlidir! Lakin sevgilim! dedi genç kız ve bunu söylerken elleri delikanlının avuçlarındaydı. Elbet bir gün ihtiyarlayacağız ve ölüm bizi alacak. Eğer o, bana senden evvel gelirse, bil ki tek isteğin, gözlerim hayata kapanırken başucumda bir viyolonsel dinlemektir, bunu bana vaat ediyor musun?
3. Aşk ne kadar hodbindir Genç kız. Madem ki sen istemiyorsun sevgilim dedi, ben artık viyolonsel çalmayacağım. Nağmelerimi yalnız senin sözlerinde arayacağım. Gözlerinde, sahibi için, yaşadığı ormanı bırakan bir ceylanın garip mahzunluğu vardı. Sanat, ilahi sanat aşka yenilmişti.
1. Bu kız aynı zamanda şehrin en iyi viyolonsel çalanıydı. Genç kız nişanlısıyla beraber olmadığı zamanlar yalnız viyolonseliyle konuşurdu ve ona nişanlısından dinlemek istediği şeyleri söyletirdi. Lakin gafil genç bunu bilmiyor, onun çalgısını kendisi kadar çok sevmesini kıskanıyordu
İnsanların hepsi bir değildir. Senin anlattığın Selma'nın nikâhlısı gibi insanlar da bulunur, "Viyolonsel" hikâyesindeki gibi insanlar da... Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötü­lükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız ken­dilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuz­lukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar ede­bilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en bü­yük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Reklam
Viyolonsel
Onu, sert kokular dağıtan ağaçlar arasında, berrak sulu nehirlerin kenarında gezdiriyor; geceleri, yalnız Afrika'ya mahsus olan parlak ay ışığı altında, onun mavimtırak damarlarıyla bir istidye kabuğuna benzeyen kulaklarına, yaşamayı tatlı gösterecek şarkılar söylüyordu.
Viyolonsel
Kadın ölmüştü. Ve erkek bunu hissetti. O zaman deli gibi viyolonsele sarılarak çalmaya başladı. "Sonbahar Şarkısı" nı ona duyurmak istiyordu. Dikkatle baktı, kadının gözleri açlacak mı diye baktı. Hayır, acimuvordu.
Herkeslerden sevgili Aliye, İnsanların hepsi bir değildir.Senin anlattığın Selma'nın nikahlısı gibi insanlar da bulunur "Viyolonsel" hikayesindeki gibi insanlar da... Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötülükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu
Viyolonsel
“Mademki beraberiz” dedi,"ve birbirimizi seviyoruz,yaşamımızın herhangi bir yerde olması bizim saadetimizi bozamamalı!”
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
Yorumum ; Yazardan okuduğum dördüncü eser. Bir öykü kitabı. Üç kısım olmak üzere toplam 16 öyküden oluşuyor. Kitap yazarın ilk hikaye kitabıymış. Aralarında beğendiklerim de (Değirmen, kırlangıçlar, viyolonsel…. ) oldu beğenmediklerimde. Aslında beğenmedim demeyelim de okuyunca ne gerek vardı falan dediklerim oldu. Ama okuyunca anlarsınız çünkü yazarın Ön sözünde dediği gibi ‭“‬ Ş‭iir ve hikâyelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar ‬kötüleri oldu‭ğ‬unu biliyorum ……. İ‭yiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim”. Tema olarak bence daha çok sevgi ağırlıktaydı ama her hikayenin kendine özgü bir içeriği vardı tabi . Dili gayet akıcı. Hikaye okumayı seviyorsanız bir şans verin derim ‬
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,8bin okunma
Viyolonsel
Artık viyolonseli bırak, yalnız beni dinle, yalnız benim kalbimin tellerinde nağmeler bulmaya çalış…
"ey narin vücudunun,ipek saçlarının,dudaklarının değil,bütün ihtiras ve iptilalarının da bana ait olmasını istediğim sevgilim,artık viyolonseli bırak,yalnız beni dinle,yalnız benim kalbimin tellerinde nağmeler bulmaya çalış." "ben artık viyolonsel çalmayacağım...nağmelerimi yalnız senin sözlerinde arayacağım." gözlerinde sahibi için yaşadığı ormanı bırakan bir ceylanın garip mahzunluğu vardı.sanat,ilahi sanat aşka yenilmişti.ve aşk ne kadar kudretlidir! "elbet bir gün ihtiyarlayacağız ve ölüm bizi alacak.eğer o bana senden evvel gelirse bil ki tek isteğim,gözlerim hayata kapanırken başucumda bir viyolonsel dinlemektir;bunu bana vaat ediyor musun?"
Viyolonsel Hikâyesi
İşte bu genç adam, sağlığında dinletemediği parçayı karısının ruhuna duyurabilmek için bu mezarın başında, senelerden beri viyolonselini çalar.
günün birinde hiç beklenmedik bir şekilde korkunç bir şekilde sarsılabilir, yumuşak bir viyolonsel sesi, duygulu bir piyano trili ya da sandalyenin üzerinde duran açık bir nota defteri insanın zihninden uzak tutmaya çalıştığı hislerini aklına getirebilir, ona hiç yaşamadıklarını ve ne yaparsa yapsın hiç yaşayamayacaklarını düşündürebilir..
998 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.