Benim artık güneşin doğmasını bekleyecek gücüm kalmadı. Bazen yaşadığım hayata dönüp bakınca öyle hıçkıra hıçkıra öyle bir ağlayasım geliyor ki. İçim böyle hayat doluyken, böyle enerjikken, böyle sevecen, böyle anlayışlıyken ne olduda bencil, önyargılı, kin tutan, insanların arasında yaşayamayan, her şeyden herkesten kaçan biri oldum bilmiyorum. Vizeler için kütüphanede sabahlıyoruz arkadaşlarla, saçma saçma dedikodular. Sonra seni çağırdık çalışmadın sabaha kadar uyudun. Neden en sevdiğim aktivite yağmurlu bir günde cafenin sessiz olan, kimsenin olmadığı üst katına gidip, deri koltuğa uzanıp kitap okumak oluyor. Kitaplar mı beni yalnızlaştırıyor yoksa yalnız olduğum için mi kitaplara sığınıyorum. Neden sadece dizi izlerken içtenlikle gülebiliyorum. Neden yarın 15 saat işte çalışacağım halde gece tam uyuyacakken uyumamaya karar veriyorum bilmiyorum. Yaşayacak fazla gücüm kalmadı. Kendimi bir yere ait hissedemiyorum. Kendimi hissedemiyorum. Yaşadığımı hissedemiyorum.