Putin'e göre güçlü bir idare:
Putin devleti güçlendirecek olan noktalan ve yolları ta­nımlıyor. Bunlar gerçeğe uygun olarak mantıklı görünüyor­ lar: Kabul edilen kanunlar anayasaya uygun olmalı. Ve Putin, binlerce federal kanuna ve Federasyon’un Cumhuriyetlerinin ve diğer özerk yönetim birimlerinin kanunlanna dikkat çe­kiyor. O burada, adalet bakanlığının, savcılığın ve mahkeme­ lerin daha aktif çalışmasını ve kontrolünü istiyor. Yani esasta söz konusu olan, Federasyon’un Cumhuriyetlerinin ve diğer hukuki objelerinin Rus anayasasına ve federal güce bağlılığı ve hukuki birliğidir. Putin bu bağlamda “ülkenin, Rusya’nın bütününün yönetimi için, eylem yeteneği olan fe­deral bir merkez” istiyor. Sonunda Putin, Rus devletinin, ülkenin ekonomik ve sosyal güçlerini etkili biçimde koordine etme, çıkarlarını garanti etme, toplumsal gelişmenin en yük­sek hedefleri ve karşılıklarını koyma ve bunlara ulaşmak için gerekli koşulları ve mekanizmaları yaratma zorunluluğundan söz ediyor.
Putin özellikle tüm totaliter yönetim biçimlerin­den, diktatörlerden, otoriter sistemlerden ayrılıyor ve şöyle söylüyor: “Rusya’da güçlü bir devlet gücü -bu demokratik bir hukuk devletidir, eylem yeteneği olan bir federatif devlettir. 1993 anayasasının değiştirilmesi beklenmiyor. Bu geciktirilemez ve acil bir görev değildir, çünkü zaten çağdaş, iyi bir anaya­samız var. Hatta uluslararası deneyimler, insanların özgürlükleri ve hakları için, demokrasi için esas tehlikelerin, bütün olarak yürütme gücünden kaynaklandığını göstermiştir.”
Reklam
“Bizde devlet, onun kurumlan ve yapıları ülkenin, halkın yaşamında daima olağanüstü bir rol oynamıştır. Güçlü bir devlet ‘Rusyalılar’ içindir, Putin burada Ruslar değil, özellik­le ‘Rusyalılar’ demekle, yalnızca etnik Rusları değil, Rus Devleti’nin tüm halkını bu kavrama dahil etmek istemiştir, ‘anormal değil, aksine daha çok bir düzen kaynağı ve garan­tisi, tüm değişikliklerin öncüsü ve itici gücü.
Mihail Gorbaçov 26 Nisan 1990’da “SSCB ve Federasyon”un yönetim birimleri arasındaki yetkilerin sınırlandırıl­ması 1l hakkında bir kanun çıkardı. Bu kanunla şimdiye kadarki “özerk cumhuriyetler” “birliğin cumhuriyeti”ne dönüş­tü. Yeltsin bunun üzerine SSFC (RSFSR) 14 Haziran 1990 da egemen ilan edince , Çeçenler ve İnguşlar 27 Kasım 1990’da bu ör­neği izlediler ve bir milyonun biraz üzerindeki nüfuslu (bun­lardan %30’undan fazlası Rus) küçük cumhuriyetlerini aynı biçimde “resmen bağımsız” ilan ettiler.
21 Şubat 2022 tarihine geldiğimizde ise Rusya, "Donetsk Halk Cumhuriyeti" ve "Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni bağımsız devletler olarak tanıdığını ilan etmiştir. Bu gelişmeden üç gün sonra, 24 Şubat 2022 tarihinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'ya karşı bir "özel askeri operasyon" başlattığını duyurmuş ve iki devlet arasında silahlı çatışma, daha doğrusu Rusya'nın Ukrayna'ya saldırarak işgal etmeye başlamasıyla Rusya-Ukrayna Savaşı başlamıştır. Rusya tarafından başlatılan bu askerî operasyon yalnızca Donbas bölgesiyle sınırlı kalmamış ve bütün Ukrayna'ya yayılmıştır. Sonuç olarak iki devlet arasında resmen ilan edilmemiş olsa da bir savaş hâli bulunmaktadır. Bu çalışmanın kaleme alındığı günlerde de silahlı çatışmalar sürmekte olup, "Donetsk ve Luhansk Halk cumhuriyetleri" Rusya'ya katılma isteklerini açıklamışlar ve 30 Eylül 2022 tarihinde Rusya'ya katılmışlardır. Bir başka deyişle, bu iki bölge de Kırım'a benzer şekilde Rusya tarafından ilhak edilmişlerdir.
Sayfa 668 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
Rusya insan neslinin sonunu getirecek büyük tehlikeyi ve Küresel Çete'nin ne yapmak istediğini çok iyi kavramış bir ülke. Ve onların insan soyunu bitirecek planlarına karşı muhteşem bir mukavemet gösteriyor. Rusya Devlet Başkanı Sn. Vladimir Putin ve yönetim kadrosu küresel ahlak teröristlerine karşı sergiledikleri bu keskin ve tavizsiz tutumlarından dolayı takdire şayandır. Bütün diğer devletler Rusya'yı örnek almalıdır. Temennimiz bizim ülkemizde de bir an evvel böyle yasalar çıkartılıp, ailemizi ve nesillerimizi koruyucu tedbirler alınmasıdır.
Reklam
"Her ülke kendi yenileşme yolunu bulmalıdır"
Putin açıkça “Rus düşüncesine”ne inandığını söylüyor, fa­kat böyle bir şeyi “devlet ideolojisi” olarak kararlaştırmayı reddediyor. Aksine daha çok, özgürlük sözcüğünün, seyahat özgürlüğünün yeni değerleriyle, “RusyalIların”, vatanseverli­ ğin, süper gücün, güçlü devletin, sosyal dayanışmanın ve ko­lektif yaşam biçimlerinin bireyselliğe olan üstünlüğünün; ge­ leneksel değerleri olan köklü politik hak ve özgürlüklerle uyumunu sağlamak istiyor. O, “Rusya da dahil olmak üze­re her ülke kendi yenileşme yolunu bulmalıdır. Ayrıca biz onu şimdilik henüz çok ileriye götüremedik,” diyor.
Kolektivizmi bireyselliğin üzerinde gören, “mutluluk pa­rada değildir” deyimiyle alçakgönüllülük sergileyen ve vurgulayan Putin, Rusya’nın ahlaki üstünlüğünden söz etti­ğinde, insanların duyumsadıkları şey, kendi çizgilerinin dile getirilmesiydi.
Pu­tin’in en önemli özellikleri şunlardı: - Büyük Rusya’ya olan inancı, vatanseverliği ve seçilmiş başkana karşı mutlak sadakati.
Demokrasinin Geleceği
Batılı ülkeler son yıllarda kadınları ve renkli insanları dahil ederek oy verme hakkını genişletmiş olsa da ve artık geçmişte olmadığı kadar fazla ülke seçimler yapsa da, bu demokrasi için tehlikeli bir dönem olmayı sürdürmektedir. Elektronik oy hileleri, oy veren sindirme kanunları, elverişsizce uzun oy kuyrukları, oy verenleri yıldırmak, partizan medya kontrolü, "gerrymandering" (yani bölgelerin azınlık grupların oylarını yetersiz temsil edecek şekilde ayrılması) ve siyasi muhaliflerin doğrudan gözaltına alınması ve haklarında kovuşturma yapılması, eskiden demokrasi olan pek çok ülkeyi otokrasi veya otokrasiye yakın düzenlere dönüştürmüştür. Bilhassa çarpıcı bir örnek, devlet başkanı Vladimir Putin'in rutin biçimde muhaliflerin yakalanması veya cezalandırılmasını emrederek esasen kendisini ebedi bir diktatöre çevirmiş olduğu Rusya' dır. Ülkelerin böylesine kolayca "demokratik" sistemler olmaktan çıkması, liberal demokrasinin bir ülkenin eriştiği bir statü olmaktan ziyade bir süreç, hem de daimi ihtiyat gerektiren bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Eğer bir gün Fukuyama'nın tarihin sonu dediği noktaya gelirsek, kayıtsızlığımız tarihin bir intikam ateşiyle geri dönmesine neden olabilir.
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Son Çar mı Demokrodiktatör mü?
"Rus İktidarının Kalbinde" adlı kitap, Rusya'nın siyasi durumunu inceleyen bir eserdir. Kitap, Putin Rusya'sının devletini ve iktidarını ele alarak, ülkenin durumunu ve politik gelişimini okuyucuya aktarmaktadır. Yazar, Rusya'da iktidarın nasıl şekillendiğini ve Vladimir Putin’in başkan / başkanlık dönemlerini detaylı bir
Rus İktidarının Kalbinde
Rus İktidarının KalbindeTania Rakhmanova · Bilge Kültür Sanat · 20165 okunma
Ukrayna; Rusya için sadece bir güvenlik meselesi değil!
Rusya, Kazakistan, Beyaz Rusya ve Ukrayna arasında bir Gümrük Birliği kurmaya çalışanı Vladimir putin'in projesini hayata geçirebilmek için Ukrayna'ya ihtiyacı vardı Oysa AB ile olan birleşme tasarısı Ukrayna'nın Rus projesine katılmasını engelleyebilecek serbest dolaşımla ilgili bir bölüm öngörüyordu...
Sayfa 345 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Güçlü Rusya imajı
Zaten neden Vladimir Putin Batı politikası doğrultusunda yer almak zorunda olsun ki? Onun için önemli olan Rusya'nın sadece Batıya karşı çıkarak önemli bir rol oynayabileceği uluslararası güçler orantısı idi. Amerikalılara meydan okuduğunda söyledikleri dikkate alınıyor, böylece hem Rusya'da, hem de uluslararası sahnede güçlü ve bağımsız lider görüntüsü güçleniyordu...
Sayfa 331 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
356 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.