SABAHATTİN ALİ VE "KUYUCAKLI YUSUF"A DAİR YÜREĞİMDEN GEÇENLER
Ben zaman zaman bazı kitapları bir an evvel alıp okumak için sabırsızlanırım. Öyle ki kargo beklemeyi bile göze alamam, hemen dışarı çıkıp evime en yakın kitapçıya koşup kitabı alır ve okumaya başlarım. Böyle koştuğum kitaplarda genelde pek yanılmam. O kitabı okumaya nasıl
"Hem sen geldin hem bahar geldi," der şair bir dizesinde. Öyle bir tanışıklık kitabı oldu ki eser benim için, bahar geldi ruhuma. Şiiri bu kadar severken bu kitapla bu kadar geç karşılaşmak... Geç olsun, güç olmasın diyorum olanca heyecanımla.
Nurullah Genç
Eseri okurken rahat durmadım yine. Böylesine anlamlı dizeleri yazan şairin hayatını
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gel sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.
İtilmiş, tekmelenmişim,
Doğduğum günden yanmışım,
Yalnız sana güvenmiştim;
Ben gene sana vurgunum
"Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma."
- Sabahattin Ali-
"Yeşil Mürekkep" Sabahattin Ali'nin hayatını anlatan 408 sayfalık biyografik bir roman.
Kitap, Sabahattin Ali'nin Milli Eğitim Bakanlığınca Almanya'ya dil öğrenmesi için gönderilmesiyle başlıyor ve
"Bilmiyorum, neden sana vurgunum" diyor. Nurullah Genç. İnsan hep olmayacak olana vuruluyor. İnsan insana yurt mu kurt mu? İnsan insana yâr mı yara mı? İnsan insana cennet mi cehennem mi? İnsan insanın nesidir?