Şöyle yormayan, birgün de biten, gereksiz uzamayan, detayda boğulmayan, ekibi şahane #sportromance kitapların hastası bir tek benmiyim? Olmamalıyım! Serinin ilk kitabı #gizlivuruş şahaneydi. Ama ilk kitaptan tanıdığım Rhodes kesinlikle en merak ettiğim karakterdi. Çünkü bu yüreği güzel adamın gerçek bir yarası vardı. Ya seni yerim çocuk. Yüzünde ki yara izi kalbine ulaşmadığı sürece sorun yok anlasana diye diye okudum resmen kitabı. Huysuz halleri bile bir tatlıydı ki sormayın. Ryan ise umutsuz bir romantikti. Aşk önemliydi ve hep özel olmalıydı. İkilimiz en başından beri birbirlerinden hoşlansalar bile ayrı insanlarla beraberlerdi. Ama kader bu ya ayni çizgide yürüyecekleri bir yol çözecekti elbette.
Çiftimiz aldatılmanın, yalnızlığın ve alkolün de iznine dayanarak vegasta hatırlamadıkları bir evliliğin sabahına, dünya gündemine bomba etkisi yaratıklarını bilmeden uyanıyorlar. Sonrası gelsin #marrigeofconvenience türü. Ama nereye kadar sahte? Aşk dururmu verir cevabı. Yansın ortalık ben geldim diyerekten. Ki gerçekten bir ara kimyalarından alev aldı ortalık. Yahu zaten ben kitapta eğlenceli bir ekibe tamamdım. Üstüne şahane bir çift okuyunca resmen tamamen vuruldum kitaba. Tabiki klişe bir yapım ama yazar hakkını kesinlikle vermişti. Bir de bu bebeler bir türlü aşık olmayı kabullenmediler. Ben gülmekle ağızlarına vurup kendinize gelin demek arasında kaldım resmen. Sonuç mu? Cillop gibi bir kitap okudum. Tadı tuzu yerinde, eğlenceli bir #romantikkomedi filmi izledim de diyebiliriz.