Latif Ağa göklere bağırır gibi duasını bitirdi:
“Rabbim, sen, nefes almamızı bile bize kendi lütufları diye gösteren zalimlerden bizi bir an için kurtar.”
"Öğretmen Hanım, namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar. Onun için yeni hoca hanıma yüzü açık diye kasabanın hücuma hiç hakkı yoktur. Çocukları İstanbul usulü güzelce okutan herhangi hoca hanıma birisi yan bakarsa biz onun terbiyesini..."
"Nasıl olur da bu kadar beşerî, bu kadar
merhamet ve iyilikle dolu bir dinden Hacı Fettah Efendi o kadar kâbusa benzeyen bir azâb ve işkence çıkarıyordu." Din yobazlık değildir, dini gereğince yaşamamak ve yansıtmamak yobazlıktır.
“Nasıl olur da bu kadar beşerî, bu kadar
merhamet ve iyilikle dolu bir dinden Hacı Fettah Efendi o kadar kâbusa
benzeyen bir azâb ve işkence çıkarıyordu.”
Din yobazlık değildir, dini gereğince yaşamamak ve yansıtmamak yobazlıktır.
Fakat ölümlere kadar sevdiği bu güçlü ve erkek göğsü, kendisinin değil, daha büyük ve daha soyut bir aşkın yüklerini taşıyordu. Tosun, ülküsünün, amacının asker bir aşığıydı ve zavallı küçük Aliye yalnız onun, bütünüyle onundu.
Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
"Namus, kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar "
"Namus kadının yüzünü açıp açmamasına değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar."