"Seni yeniden ne zaman görebilirim?"
"Az önce konuştuklarımızın dışında, sana rapor verebileceğim şeyler ancak ilk..."
"Rapor yok. Sadece senin arkadaşlığın için."
"İlk oyundan sonra,"
"Bunu sabırsızlıkla bekliyorum."
Gözlerine dolan o bakışları düşündüm. Hayatında o kimi kaybetmişti?
Tam bu gece bir daha Hideo'yu göremeyeceğimi düşünürken omuzlarıma dıcak bi şey örtüldü. Hideo'nun gri paltosuydu bu. Başımı kaldırıp yanımdan geçmesini izledim. "Üşümüş görünüyordun" dedi yerine otururken.
Hideo'yu bunu yaratırken hayal ettim, yüzü göğe çevirilmiş ve yıldızların özlemini duyarken...
Belki ikimiz de zihnimizi boşaltmak için soğuk havaya ihtiyaç duyuyorduk.
"On beş yaşımdan beri benimle birlikteler. Ara sıra aşırı korumacı olurlarsa kusurlarına bakma."
"Belki de benim, senin için tehlikeli olduğumu düşünüyorlardır"
"Peki öyle misin?"
Hideo yaptıklarımı taktir edercesine, "Sen düşündüğümden de daha tehlikelisin" dedi düşünceli bir tavırla.
Hafifçe gülümsedim. "Sana karşı nazik olacağıma söz veririm."
Kusursuz gerçeklikte bir dünya yaratmak için en detaylı, en gerçekçi üç boyutlu çizimleri yapmanıza gerek yoktu.
Sadece izleyicileri bunun gerçek olduğunu düşünmeleri için kandırmanız gerekiyordu.
Peki tahmin edin bunu en iyi ne başarırdı? Kendi beyniniz.
.
Kaybınızı hiç yaşamamış birine anlatmak zordur, sizi nasıl değiştirdiğini açıklamak imkansızdır. Ama sahip olanlar için tek bir söze gerek yok.
.
.
.