Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Osmanlı Devleti İslam veya Türk yoksa bir devşirmeler imparatorluğu mudur?
Güzel insanlar merhaba!
Bugün bu uygulamada henüz okunmamış ve üzerinde inceleme yapılmamış bir eseri tanıtmaya gayret edeceğiz
Suat Parlar, önceden adını duyduğum ama okumadığım bir kalemdi.
Hayata sol perspektiften bakan bir insan.
Kitaba gelecek olursak; Şu an bulunduğunuz şehirde bir drone olduğunuzu düşünmenizi istiyorum. Yukarı doğru yükselin, daha yukarıya çıkın çok daha yukarıya...
Bulunduğunuz sehir, Anadolu, İran, ırak hepsi aşağıda kaldı mı?
Welcome the Ortadoğu:))
Ortadoğu denen bu ilginç coğrafyaya, Türklerin gelişi, o esnada yaşadıkları, Malazgirt savaşı dönemi Türk ve Kürtlerin tanışması kitabın girişinde ele alınıyor.
İran ve Anadolu bölgesinde hâkim olan egemen güçler kimler olmuştur. Kurulan siyasi yapıların hakim olduğu coğrafyada bulunan Türkmen, Kürt, Ermeni ve diğer halklara tavrı nasıl olmuştur.
Osmanlı mı yoksa, Safeviler mi daha Türk sıfatını hak ediyor?
Osmanlı Devleti bir Türk imparatorluğu mu yoksa bir İslam imparatorluğu mu kabul edilmelidir? Osmanlı yoksa Türkmen, Kürt ve diğer emekçi halkları ezen görmezden gelen sadece ihtiyaç duyunca onları gören, bir devşirmeler imparatorluğu mu kabul edilmelidir?
Jön Türkler, jön Kürtler, emperyalist güçlerin olaya dahil olması, milli mücadele döneminde neler yaşandı...
Kısacası Ortadoğu bataklığında yaşanan bilek güreşini tarihsel açıdan alan bir eser olduğunu söyleyebilirim.
Kitap hacimli olduğu için konu ile ilgili olanlara tavsiye edebilirim.
Detayda yazarın bazı fikirlerine katılmasam da konu hakkında beyin jimnastiği yapmak için okunabilir bir eser olduğunu söyleyebilirim.
İyi okumalar!!
Sağlıcakla ve kitapla kalın!!
82 syf.
10/10 puan verdi
Kusursuz çocuk’un devam kitabı yine okurken beni sinir krizine sokan bu christopher yine aynı mal bunca yıl sonra hala değişmemiş janie bizimle konuşmak istiyor ona istediğini vermeliyiz tarzı konuştu , ya git janie’le sana mutluluklar, ne lanet kızmış bir türlü bu ailenin yakasını bırakmadı bu sefer oğlarına dadandı , 60 sayfa da olsa çok severek ve yine her sayfa sinir krizine girmeyi başardım . Konusuna gelince janie büyümüş on sekiz yaşına gelmiş ve evlat edindikleri aileden neler gördüğünü yazarak kendi hayat kitabını çıkarmış showdan showlara gidiyor mağduru oynuyor ama üniversite’de ki oda arkadaşlarına yaptığı kötülükler de konuşuluyor onun durdurmak imkansız mı yada var mı kökten çözülen bir yol ?
474 syf.
9/10 puan verdi
Konu güzel, anlatım güzel, hareketli dolu dolu bir kitap. Ama dram da var ki okurken etkilenmemek mümkün değil. Peri masalı gibi, küçükken kahramanın büyüdüğünde aşık olduğun adam oluyor. Fakat yaş farkını iyi ayarlayamamış. İlk etapta okurken zaten buna dönüşeceği belli. Geçmişte yaşananlardan başlayarak yıl yıl anlatıyor ve konu ,Lou illa 8 yaşındayken başlayacaksa Zeus'un yaşını sonrasını da düşünerek ayarlasaydı daha güzel olurdu. Çünkü konuda yaş belli ama anlatımda hissedilmiyor, olgun ve düzgün bir karakter yaratmış. Konu ve anlatım olarak beğenmeyecek kimse yoktur ama bu yaş farkından dolayı kitabın puanını düşürecek çok kişi olur. O yüzden bunu bilerek ya okuyun ya da okumayın. Son zamanlarda çok moda oldu bu bakıyorum okumuş okumuş bir sürü puana bakıyorum 1 puan yahu hepsi mi kötü ? Konusunu içeriğini bilerek alıp okuyup sonra da kötü diye yorum yapılıyor, sevmiyorsanız okumayın bu türleri ya da özellikle düşük puan vermeyin, insanları yanlış yönlendirmeyin.
İnsan ve hayat
Don Muguel Ruiz 1952 Meksika doğumlu yazar. Edebî yönü zayıf, felsefi yönü fazlasıyla gelişmiş bir kalem. Anlatım şekli konuşur gibi, hızlı hızlı konuşuyor, zaten zeki insanlar yavaş konuşmaz bilirsiniz. Yer yer defalarca okumam gereken bölümler vardı. Anlamak için ileri geri sarmam gerekti.
Etkileyici, sarsıcı hayat hakkında, insan hakkında bu kadar bilgiyi nasıl bilebilir diye düşünmedim desem hata olur.
"Kendimize biraz merhamet edemeyecek olursak eski düşünceler ile kötü alışkanlıklar bizi incitmeye devam edecektir.
Sunduğu ödülleri görmezsek bir kalp kırıklığı ömür boyu sürebilir." Syf. 121
"Çoğu sarhoş herhalde ayık olmayı yeğlerdi. Açık seçik görmeyi, taze hava dolunayı, güneşi yüzlerinde hissetmeyi. Üzerine yorumlar yapmaktansa hakikatin dokunuşunu hissetmeyi tercih ederdi." Syf.124
Yani diyor ki: Uyan gaflet uykusundan ey insan diyor :)
"Tanrıyı hayal etmek bizi kendimizden geçirebilir. Fakat gözlerimizi açarsak tanrıyı buracıkta, karşımızda görürüz: hayatın her yerde ışık saçtığını görürüz." Syf.127
"Kurallarımızı değil, varlığımızı sunarak, bir insanın en iyi halinde, ne olabileceğini gösterebiliriz." Syf:133
Hoşgeldin Ruiz
Welcome Ruiz
Bienvenue Ruiz
Belli elimden düşmeyeceksin.
Giana Darling'in The Fallen Men MC serisi bu türde okuduğum en şahane seri bunun yakını bir kaç seri daha var . Yazarın dilinin güzelliğini anlatamam şiir gibi oya gibi yazım tarzı şiddetle tavsiye ederim kitabı . Fakat herkese uygun olmayabilir bu tarz sevmeyenler atlayıp okuyup sonra leş puanlar verip ortalamasını düşürmesin rica ederim.
Birçok farklı göreve hizmet eden ve zamanla yeni görevleri de keşfettiren (bardak altlığı olan , gece lambasını söndürmek için uzatıcı görevi gören, vb.) İdeal marka bir not defteri..
Deftere ara ara yazılmış olay örgüleri ..
Bu olay örgülerini oluşturan erkek arkadaşı Jonas ve onun ailesi , anlatıcı ve ailesi , arkadaşları , ee birde sağda solda tanışıp ilişik kurduğu diğer yan karakterleri ..
Bol bol tekrarını görecekleriniz için bknz;
• ‘Uzaklaşıyor muyum yoksa yaklaşıyor muyum?’
• ‘A hundred thousands welcomes! I could weep , And I could laugh ; I am light and heavy . Welcome ! ‘
• ‘Bu merdiven çıkıyor mu iniyor mu ? ‘
•
‘Wild is the Wind. ‘
• ‘Değişmek. Kendine yabancılaşmak kendini tanımaktan daha önemli.’
-Kitabın sonunda bende mi acaba bir not defteri tutsam da dört beş cümleyle içimden geçirdiklerimi kağıda döksem diye düşünmeden edemiyor insan.
