Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye’nin dört bir yanından ışıklar görünür.Van’da sarı tütünlü filtresiz sigarasını yakar biri, İran’ın ışıklarına karşı. Urfa’da biri, Suriye ışıklarına bakarak paketler karşıya geçireceği bayram hediyelerini. Hakkari’de bir çocuk yüksek bir tepeye çıksa koşarak, ‘Welcome To Kurdistan’ yazısını görebilir ve İzmir’de bir kadın rakı kadehi elinde efkar gönderir ‘denize dökülüp’ karşı kıyıya geçenlere, geçemeyip ruhları Ege Denizi’nde yüzenlere…Ama hepsi, ertesi gün kendisine bu kadar yakın o memleketlerle ilgili öfkeli ve uzak manşetler okur gazetelerde.Çünkü üç tarafı denizle, beş tarafı kederle çevrilidir bu toprağın. Belki gidenler kalanlardan kalabalıktır; muhakkak ölenler yaşayanlardan…Çünkü en yakınımızdakileri uzaklara itmek üzerinedir yan yana yaşama geleneğimiz. Biz her gece ışıklarını gördüklerimize bir kere bile bakmamaya alışmışız. En yakınımızdakilerdir bizim en uzak komşularımız…”
Belçikalı aşçı Lucien Olivier, teee 1860’larda Moskova’daki Hermitage restoranın sahibiydi. Bir salata türevi icat etti. Ahaliye parmaklarını yedirdi. Kapısında kuyruk oluyordu. Öyle lezzetliydi ki, şöhreti sınırları aştı, “Olivier salatası” adıyla dünyaya yayıldı. Bize 60 sene sonra ulaştı. Bolşevik devriminden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da
Reklam
William Oldys
"Busy, curious, thirsty fly, Drink with me, and drink as I; Freely welcome to my cup, Could'st thou sip and sip it up. Make the most of life you may; Life is short and wears away."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.