Ben şimdi
kitap okumaya kalksam,
sonunda şair ölür.
Hatta belki de
sana gelmek için yola çıksam,
yol biter,
uçurumlar başlar.
Gülümse biraz deme bana o yüzden,
bazı şeyler için
çok geç kaldım ben.
Kırık camların ayağına batması mı acıtır yoksa içinde sürekli bir camı çerçeveyi indirme isteğiğle yaşamak mı, diye sordun mu hiç kendine?
Bazen diye başladığım cümlelerde, aslında hiç istediğin gibi olmayan isteklerini art arda sıralamak mı daha gülünç yoksa bir şeyleri artık yazarak bile anlatamayacağını bilmek mi?
Hiçbir aşkın romanlarda okuduğum kadar gerçekçi, tutkulu, doludizgin olduğuna inanmıyordum. Sonuçta iki kişiden biri daha çok severdi ve biri bir gün mutlaka terk ederdi.