Ama kral kızıyor
Lirlonfa malurette
Ve yemin ediyor tacı üzerine
Lirlonfa malurette
Beni dans ettireceğine
Lirlonfa malurette
Darağacının tepesinde
Lirlonfa maluré
Geride bir anne, bir kadın ve bir çocuk bırakıyorum.
Pembe yanakları, iri siyah gözleri, kestane rengi uzun saçlarıyla çok sevimli, üç yaşında narin bir kız.
Son gördüğümde iki yıl bir aylıktı.
Böylece ölümümden sonra üç kadın oğulsuz, kocasız, babasız kalacak. Farklı türden üç öksüz; yasa açısından üç dul.
Haklı olarak cezalandırıldığımı kabul ediyorum. Peki bu masumların suçu ne? Ne önemi var! Onurları lekeleniyor, felakete sürükleniyorlar: Bunun adı adalet.
Yeter ki çamura bulanmış bu kağıt parçalarına ölümümden sonra rüzgâr bir oyun oynamasın ya da bu sayfalar bir zindan bekçisinin penceresinin kırık camına yıldızlar gibi yapışıp yağmurun altında çürümesin.