120 syf.
10/10 puan verdi
hasta-sağlıklı & dost-düşman üzerine
Hasta ve sağlıklı ilişkisine dostluk üzerinden bakmak pek duyulur şey değil. Değerler dünyasına övgüler düzülen şu sahte dünyada, aranılan ancak bulunduğunda pek de kıymet verilmeyen dostluğa ne de güzel bakmış Bernhard. Nefes ve akıl üzerinden kliniğe uğramış. Delilerin ulvi zenginliklerine paravanın ardından bakmış. Hatta adeta akmış... Kendi kişisel yoksunluğunun derin izleri de sık sık göze batıyor...
Wittgenstein'ın Yeğeni
Wittgenstein'ın YeğeniThomas Bernhard · Metis Yayınları · 2018272 okunma
Kendi hayatımın çıkmaz sokaklarından birine dalmıştım, ya da daha doğrusu itilmiştim.
Reklam
varacağım yere vardığım an dünyanın akla hayale gelebilecek en mutsuz insanıyım, neresi olursa olsun varacağım yere varıyorum ve mutsuzum. aslında dünyanın hiçbir yerinde rahat edemeyen, sadece bulundukları yerden başka bir yere doğru giderken, iki yer arasında mutlu olan insanlardanım.
sonra gerçekten dostum olmuş olan, kendi başına mutsuz sayılmayacak ama gene de çoğunlukla zahmetli geçen yaşamıma çoğu kez onca yoğun bir mutluluk katan bu insana nasıl olup da rastladığımı düşündüm. tümüyle yabancısı olduğum birçok konuda beni aydınlatan, bana eskiden bilmediğim yollar gösteren, bana eskiden tamamen kapalı kapıları açan, tam büyük olasılıkla Nathal taşrasında ziyan olup gidecekken beni kendime geri getiren dostumu. çünkü gerçekten de dostumla tanışmadan önceki dönemde yıllarca hastalıklı bir melankoli hatta depresyonla savaşmak zorunda kalmıştım, hatta aslını isterseniz, o zamanlar işimin bittiğini sanmış, yıllarca doğru dürüst çalışamamış, zamanımın çoğunu günlerime müt- hiş bir kayıtsızlıkla başlayıp bitirmekle geçirmiştim. ayrıca o sıralar hayatıma doğrudan kendi elimle son vermeyi de sık sık aklımdan geçirmiştim. yıllar yılı her şeyi, en çok da beni, kendimi, çekilmez hale getiren korkunç, ruhu öldürücü intihar düşüncelerinden başka bir şey olmamıştı sığınağım, bunu da çevremi saran ve belki her konudaki zayıflığımdan, ama özellikle de karakter zayıflığından ötürü kendimi içine attığım, günbegün artan bir anlamsızlığa karşı yapmıştım.
Paul nasıl yıllar yılı kendi deliliği içinde az çok ölümüne koşmuş durmuşsa, ben de kendi deliliğim içinde ölümüme koşmuş durmuştum.
Wittgensteinlar bir yüzyıl boyu silah ve maki ne üretip durmuşlardı, ta ki gelip eninde sonunda Ludwig'le Paul'u, döneme damgasını vuran Düşünür'le en azından Viya na'da onun kadar ünlü, hatta daha bile ünlü olan Deli'yi üretene kadar. Paul temelde tıpkı amcası Ludwig kadar filozoftu, tıpkı filozof Ludwig'in de tıpkı yeğeni Paul kadar deli olduğu gibi. Biri ününü filozofluğuyla yapmıştı, ötekisi deliliğiyle. Biri, Ludwig, belki daha filozoftu, öteki yani Paul belki daha deli,
Sayfa 32 - metis, çev:Fatih ÖzgüvenKitabı okudu
Reklam
590 öğeden 651 ile 590 arasındakiler gösteriliyor.