Bedeni güçlü, kolları kırmızı bayrağın direğine sarılmış ve su içinde yürüyen bir sancaktar. "Senin için ey sancağımız, ölürüz de vermeyiz..."
Arkamdan bütün koğuş gürleyerek devam etti: "Senin için ey sancağımız, güle güle kurban oluruz."
Delinse yer, çökse gök, yansa, kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz!