Dostoyevski'nin Sibirya sürgünü sırasında kardeşine yazdığı mektuptan:
“Kur’an-ı yolla bana. Sonra Kant’tan, Hegel’den kitaplar yolla. Geleceğim bütün bu kitaplara bağlı… Şimdi romanlar dramlar yazacağım. Ama okuyacak daha çok, pek çok şeyim var. Beni unutma sakın.”
Benim için oldukça uzun, yorucu aynı zamanda keyifli bir okuma süreci oldu.Bazı günler hiç okuyamadım bazı günler tek oturuşta 60 sayfa okudum.
Karakterler sadece bir roman karakteri olmadılar ,sanki hepsi yaşayan insanlar gibiydiler.Duyguları ve fikirleriyle hepsini anladım , yeri geldi eleştirdim yeri geldi hak verdim ancak
Peki ama ya Yahudiler, Müslümanlar, Konfüsyüsçüler, Budistler kimdir? –diye
kendisine tehlikeli görünen soruyu sordu.– Yüz milyonlarca insan, hayata anlam veren bu en büyük nimetten yoksun mu yoksa?