Büşra Altun

Büşra Altun
@xq_busraa
Aklımın ve kalbimin tedavisiydi kitaplar
Sınıf öğretmenliği
167 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
74 syf.
·
Puan vermedi
Hayatın bir dönemimde mutlaka böcek gibi hissettiğimiz zamanlar olmuştur diye düşünüyorum. Hiç bir işe yaramadığını hissettiği, bir yığın sorumluluğu olan ama o gücü kendinde asla bulamayan biri... Fedakarlık yapan bir insanın dönüşümünü anlatan ve insanların ona karşı nasıl dönüştüğünü ona bir Gregor gibi değilde tam da bir böcek gibi davranıldığını, kalıp olanın dışına çıkınca ki dışlanmasını,diğer insanlarınsa bir böceğe dönüştüğü hâlde hiç şaşırmamasını, insanların makineleşmesini, başına ne gelirse gelsin sorgulamayan, uyum sağlamaya zorunlu hisseden insanlar olduğunu anlatır. Aynı zamanda Gregor'un bütün bu kalıpları yıkıp böceğe dönüşmesi ama o hâlde bile aklına işi gelmesi tam bir kapitalizm özeti .Ve bunun eleştirisini de mükkemel yapıyor. Kapitalizmin başka birileri daha zengin olsun diye bir böcek gibi çalışmak zorunda olduğunu anlatır. Bir de kitap boyunca insanların işine yaramadığında, çıkar ilişkilerini karşılamayınca sana gerçek bir böcekmiş gibi davrandığını,insanların gözünde onların işine geldiği gibi var olduğunu gözler önüne seriyor. Bir böceğinin kabuğuna sığmayan, özgür insanlar olmamız ümidiyle :)
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,3bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
On beş yaşına geldiğinde ağrılarıyla baş etmeye çalışan karakterin hastalığı ile olan zorlu sürecini '' Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıdan içeriye girerdim, dokuzuncu hariciye koğuşuna doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm''şeklinde betimleyen yazar, çocuğun kendisinden 4 yaş büyük olan Nüzhet'e olan aşkının hayal kırıklığını ise' '' Nüzhet bana yalan söyledi... Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir. Bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana herşey isyan etmelidir. Eşya bile' diyerek aktarmıştır'' Kısacası hastalığı ile boğuşan gencin aşkı için güçlü durmaya çalışması ve sevdiği kadının evleneceğini öğrenince yıkılmasına rağmen sağlığı için mücadele eden ve bacağı hızla iyileşerek hastaneden ayrılan bir çocuğu anlatır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,6bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Başlarda kitabın ana kahramını ünlü dünya şampiyonu Mirko Czentovic sansam da sonrasında Dr.B'nin ışık görmeyen küçük bir hücrede 4 ay tutuklu kalmış olmasını yaşadıklarını mükkemel betimlemesi ile devam eder. O hücreyi de '' Elimden her şey alınmıştı,zamanı bilmeyeyim diye saat, bir şey yazmayayım diye kurşunkalem, bileklerimi kesmeyeyim diye bıçak alınmıştı ;hatta bir sigara gibi en küçük bir kendini uyuşturma aracı bile yasaklanmıştı'' diye tasvir eder. Okurken kapatıldığı odayı ve atmosferini soluyormuşum gibi içim daraldı. Burada yaşadığı psikolojiyi de ''Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk çünkü hiç bir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz'' deyip insan bedenine değil en çokta ruhuna yapılan işkenceyi hissettim.Sonrasında sorgu odasından çaldığı kitabı (satranç oyununa ait seçkilerden meydana gelmiş bir kitaptır) o hücreden çıkana kadar okumuş, zihnini iki tarafa bölüp adeta kendisine karşı satranç oyunu kurmuştu. Kitabın sonunda onu hayatta tutan kitap mıydı bu kitap yoksa zihnini ele geçiren bir hapishane mi sorusu sardı beni.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Koral Yayınları · 2016238,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
687 syf.
9/10 puan verdi
Hegel’in “Olağanüstü İnsan” kavramının vücut bulmuş hali. Romanın felsefesi de bütünüyle bu fikre dayanıyor ve bizi de sorgulamaya itiyor. Gerçekten iyi amaçlar uğruna işlenmiş suçlar, suç sayılmalı mıdır? Ya da “hakkaniyetli” suç diye bir şey var mıdır? Bir davranışın doğruluğu o davranışı yapan kişinin vicdanı ile doğru orantılı mıdır yoksa mantığı ile mi? Raskolnikov bir tefeciyi öldürürken suçluydu da savaş meydanında 100 binlerce insanı öldüren kişi nasıl kahraman sayılıyordu? Kitabı okuduktan sonra böyle sorgulamalar zinciri başladı kafamın için de :) Aynı zaman da kitap doğru ve yanlış algısına da balta vuruyor. Kitabın devamında toplum tarafından fahişe diye adlandırılan bir kadının, Sonya 'nın merhamet ve ahlak abidesi gibi gösterilmesi de algıyı yıkan türlerden biri bence.(Dip not : Dostoyeveski bu kitabı yazdıktan sonra bir suçluyu mükkemel bir psikoloji ile anlatması geçmişinde bir cinayet işlemiştir diye  bir  savcının onun sorgulamasına sebep olmuştur)
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,7bin okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
Hikmet Benol'un ben olma sürecini kitap boyunca hep hissetirdi Oğuz Atay. Hayal dünyamı zorlayan geleneksel kitapların dışında, (türünün gerektirdiği gibi) farklı bir kurgusu var aynı zaman da farklı bir cazibesi de. Sevgi ve Bilge karakterleri ile ikili ilişkilerde ki kafa karışıklığını, dertleştiği albay ile sürekli bir çatışma hâlinde olması aslında Hikmetin kendi iç dünyasında ki çelişkilerin birer yansıması gibi geldi. Hikmetin hikayesi başta eşinden ayrılıp gecekondu da komşuları ile yaşama tutunmuş bir adamın hikayesi gibi gelsede kitap sonunda anlatılanların birer tiyatro sahnesinde kendi kafa kurgusu olduğunu hissettiren hatta neredeyse Hikmet karakterinin varlığını bile sorgulatan bir kitap. Ben ne okuyorum ne okudum diye düşünürken yalnızlığa mahkum edilmiş bir karakterde kendi yalnızlığıma çarpmamak mümkün de olmadı açıkçası :))
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,3bin okunma
Reklam