Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim…
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir
adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme,
sürgüleri beynime çekmişim.
Hey
sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
Renkler ve
SESLENİŞ...
Dağ gibi kara yağız birer delikanlıydık.
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun
ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük.
"Ahmed Cevad" kimdir?
Şöyle bir geriye yaslanır ve beni can
kulağıyla dinlerseniz, sizi, birkaç dakika da olsa,
başka bir dünyaya, duygu âlemine taşımak
istiyorum.
Türkiye ve Türk kültürüne hizmet edenler
unutulmamalıdır. Evet, milleti millet yapan
değerler vardır, şahsiyetler vardır; hani, bir
melodi var ya “unutmamalı, sevgiyle
Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı toprakları tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele,
Mustafa Kemal:
"Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak
tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan
yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini
kurtaramaz."
"Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu,
güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılık
duruma düşmemiş olanların, isteyerek başlarına yabancı bir yönetici getirmeleri hiç
düşünülemez."
"Oysa, Türk'ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak
yaşamaktansa yok olsun daha iyidir." "Öyleyse, ya bağımsızlık, ya ölüm."
"Oysa, Türk'ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa, yok olsun daha iyidir. Öyleyse; ya bağımsızlık, ya ölüm."
Mustafa Kemal Atatürk