“Ya biz? Bizler kötü anılardık, mezbahadan canını kurtaranlardık ve elimizden gelen tek şey artıklarla yetinmekti.”
Yer devinimsiz- gök kubbeleri, Tanrım, sımsıkı duruyor sayende, Ve sular ezmiyor bizi Boşanıp yere. Evrende güneşi tutuşturdun, Göğü ve yeri aydınlatsın diye, Kandil yağına doymuş keten Nasıl parlarsa lamba kristalinde. Tanrı'ya yakarın; güçlüdür o: Yönetir rüzgarı; kavurucu günde Göğe gönderir bulutları; Ağaç gölgesi verir yere. O merhametlidir: ışıklı Kuran'ı Açtı peygamberi Muhammed'e, Akalım bizler de aydınlığa doğru, Ve kalksın gözlerden perde.
Reklam
Geçmişi Sürekli Yeniden Yaratıyoruz
Bana göre anlaşmazlıkların büyük bölümü ya geçmiş ya da gelecek, ya ne olduğu ya da olmadığı veya olabileceği ya da olması gerektiği hakkındadır. Tarih, insanların hatırladıklarına, unuttuklarına ve umduklarına dair kartları karıştırır ve böyle yaparak da onların ümit etme, tartışma veya ümitsizliğe kapılma biçimlerini değiştirir. 20. yüzyıl, anne-baba otoritesine karşı gerçekleştirilen bir devrimin sancıları içinde olduğundan, ilgisini, geleceğe dair en değerli işaret olarak çocukluk anılarına odaklamıştır. Benim amacım, farklı türden anılarla ve yalnızca bana ait olmayan anılarla gelecekte nasıl yüzleşebileceğimi keşfedebilmek. Anılar, biriktirilecek birer yadigâr olarak görülemez artık. Son dönemde bilim, anıları, çok sayıda hile ve illüzyon barındıran Alaattin'in lambasına dönüştürmüştür. Frederic Bartlettin (1886-1969) öncül deneylerinden beri hatırlamanın, bir olayın bütün bir varlık olarak geri getirilmesini değil, sayısız dağınık parçacıktan yeniden inşasını içerdiği ortaya çıkarılmıştır; bu parçacıklar da neredeyse kaçınılmaz şekilde daha yakın döneme ait his ve inançlarla karışım halindedir. Bizler geçmişi sürekli yeniden yaratıyoruz 21. yüzyılın en büyük buluşlarından iri, beynimizin geleceği düşünmemizi sağlayan bölümünde atıralarımızın da şekillendiğidir. Geleceğe bakışımız geçmişe dair bildiklerimizle belirlenir.
Sayfa 149
Gerçek şu ki, olan oluyor ve bizler sadece olan ile ilgili düşüncelerimiz sonucu oluşan duyguyu yaşıyor ve bu duyguların oluşturduğu hale giriyoruz. Bak mesela, sabah uyanıyorsun ve yağmur yağıyor diyelim. Fark ettiğin anda, zihninden diyelim ki 'Ne romantik bir hava,' düşüncesi geçiyor. Hafif bir gülümsemeyle yataktan kalkıyorsun. Şimdi gel filmi geri saralım. Uyandın yağmur yağdığını fark ettin ve zihninden 'Oofff yine ne berbat hava,' düşüncesi geçiyor. İç sıkıntısıyla yataktan kalkarsın değil mi? Yine iki farklı duygu yaşanıyor, iki farklı hal var girilen, iki farklı kişi kalkıyor o yataktan. Oysa iki örnekte de olan aynı: Yağmur yağıyor. O halde sıkılmam ya da gülümsemem yağmurdan mı, yoksa yağmurla ilgili düşüncemden mi?"
12 ARALIK 2014 HZ. MERYEM’İN SUSMA ORUCU VE DERSLER Allah Hz. Meryem’i evlenmediği halde Hz. İsa’nın annesi olmakla imtihan etti. Bu çok ağır bir imtihandı. Çünkü insanlar Allah’ın Hz. Adem’i ve eşi Havva’yı bir anne-baba olmaksızın yarattığını bildikleri halde, bir kadının bir erkek olmadan çocuk sahibi olmasının neredeyse imkansız olduğu
Bu benim öyküümmm :)
Çok severdik biz halka tatlıyı. Hacı amca da sık sık alır, dağıtırdı bize mutlu olalım diye. "Biz" dediğim, mahallenin çocukları işte. Hacı amca ne zaman parkın karşısındaki yoldan geçse -evine giderken mecburen bu yoldan geçerdi- merak ve heyecanla ellerine bakardık poşet var mı yok mu diye hemencik. Elinde poşet görürsek heyecanımız
Sayfa 42
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.