Yabaniler gibi yaşamak istemiyorsak, birbirimizin kusurlarını hoşgörüp bağışlamalıyız, değil mi ya?
Sayfa 148Kitabı okudu
Senin seçimlerin, senin değerindir. Bu seçimler, kariyer, eğitim para olarak değil; davranış, düşünce ve kişiliktir. Size davranacak olan onun kariyeri, cebindeki parası değil, onu hareket ettiren yani sürücüsü olan kişiliğidir. Kişiliğinde fedakârlık, sevgi, hoşgörü yoksa size de bunu veremeyecektir. Ya da size yetmeyecektir. Seçim sizin. Bu durumda şunu söyleyebiliriz. Onda ne varsa onu verecek, eğer size yetmiyor veya veremiyorsa siz onu devamlı eleştirecek, verecek şekilde düzeltmeye çalışacaksınız. Aynı tip insanların karşımıza çıkmasını istemiyorsak, arama ayarlarımızı değiştirmeliyiz.
Reklam
"Gözlerimizin kamaşmasını, kör olmayı ya da çaresizlikten ölme­yi istemiyorsak, çareyi gölgede aramak zorundayız. Yarin gölgesiy­le yetinip gözlerimizi ışığa alıştırmayı bilmeliyiz."
İyi disiplin zaman gerektirir. Çocuklarımıza ayıracak zamanımız olmadığında ya da onlara zaman ayırmak istemiyorsak, onların bizim disiplinsel yardımımıza ihtiyaçlarının olduğunu fark edecek kadar onları yakından gözlemleyemeyiz. Onların disipline ihtiyaçları kafamıza dank edecek kadar büyük olduğunda bile, onları kendi haline bırakmak daha kolay olduğu için, “Bugün onunla baş edecek halim yok“ diyerek bu ihtiyacı yine göz ardı edebiliriz.
Kitap sevgisi, dünya barışı
İnsan kitap okuma alışkanlığını aileden kazanır. Anne ve babasını evde karşılıklı oturmuş kitap okurken görmeyen bir çocuğun, öğretmen, arkadaş ya da akraba gibi üçüncü şahısların etkileriyle okuma alışkanlığını kazanması çok düşük bir olasılıktır. Kitap okuyan anne ve baba yalnızca ev değil, dünya barışına da katkıda bulunur! Birilerinin kum torbalarını yığarak yaptıkları cephelerde çocuklarımızın ölmesini istemiyorsak, evlerimizdeki kütüphanelerimizi yeni kitaplarla durmadan genişletmeliyiz. Biz durursak, onlar öne geçecektir; bunu da unutmamalıyız.
Unuttuklarımızı Bilinçaltımız Neden Namazda Hatırlatır?
Namazda bilinçaltımıza dışardan uyarıcılar yoğun gelmeyince, bilinçaltımız kendindeki bilgileri harmanlayarak bir düzene koymaya çalışır.Bu düzenleme sırasında bilinç tarafından unutulan fakat daha önce kendinden istenen bilgileri bulunca,bilince mesaj olarak gönderir.Ondan sonra da "Unuttuklarımız,nedense hep namazda aklımıza gelmektedir." deriz. Sonuçta,Rabbimizin buyurduğu gibi: "Andolsun, Biz Kur'ân'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Fakat düşünüp öğüt alan var mı?" (Kamer, 17) düşünmek ve tefekkür için kendimize zaman ayırmazsak,bilinçaltımız da birçok şeyi bize namazda hatırlatacaktır. Çünkü bilinçaltımızın kendinde kayıtlı verileri ayıklayıp bir düzene koyabilmesi için de sakin bir kafaya (ortama) ihtiyacı vardır.Bu imkân sağlanmazsa bilinçaltımız bunu namazda yapacaktır. Namazda,bilinçaltımızın unuttuklarımızla ya da farklı şeylerle meşgul olmasını istemiyorsak, zihnimizi en azından okuduğumuz sûrelerin anlamlarını düşünmeye odaklayabiliriz.Bunun için de namazda okuduğumuz sûrelerin anlamlarını ve nüzul sebeplerini öğrenmemiz gerekir. Meselâ, namazda "Kâria ya da Fil Süresi'ni" okuyorsak, "Bu sürenin nüzul sebebi ne, anlamı ne, bu sûre ile Rabbimiz bize ne mesaj veriyor?" sorularının cevaplarını kendimize verebiliriz.
Reklam
165 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.