Normalde, bir şeyi yapmadan önce kendimize sorular sorarız. Onu yapıp yapmamayı düşünürüz. Karar vermek her zaman kolay değildir. Her şeyi hemen bilemeyiz. …. Bütün bunlar için, yani bunları gerçekten yapıp yapmamaya karar vermek için tereddüt ederiz. Ama, bir şeyin kötü mü olduğu konusunda çok da tereddüt etmeyiz! Çünkü azıcık düşündükten sonra, o şeyi yapmak iyi midir, kötü müdür,hemen anlarız. Bu sanki, kafamızdaki şeylerin, üstünde “iyi” ya da “kötü” yazan çekmecelere kendiliğinden girivermesi gibidir. Bunu neredeyse fark etmeden yaparız. Sanki içimizde, “iyi” ve “kötü” çekmecesinin yönünü gösteren bir pusula vardır. Insanların çoğunda böyle bir iç pusula bulunur, doğru çalışır ve düzenleme işi iyi yapılır. Yani, gerçek sorun bu düzenleme değildir. Sorun, sonra ne yapacağımızdır. “İyi” çekmecesindeki şeyleri yapmak mı? “Kötü” çekmecesindeki şeyleri yapmamak mı? Ya kötü bir şey yapmak istiyorsak? Ya iyi bir şey yapmak istemiyorsak?
Sayfa 25 - Günışığı Kitaplığı
Özlem
Gitgide kokusunu,gülüşünü,dudaklarını,nefesini,saçının inceliğini unutmaya başladım. Peki ya unutmak istemiyorsak. Ne kadar uzak olsada yanımızda olsun istiyorsak. Peki herkes bir gün unutulur mu? Yada unutulmalı mı?
Reklam
Gözlerimizin kamaşmasını, kör olmayı ya da çaresizlikten ölmeyi istemiyorsak, çareyi gölgede aramak zorundayız. Yârin gölgesiyle yetinip gözlerimizi ışığa alıştırmayı bilmeliyiz.
Sana iyi bir şey veriyorum veya vereceğim diyenler öncelikle bizim zaaflarımızı istismar etmek niyetiyle yola çıkmışlardır. Bir kere neyin kötü, neyin iyi olduğuna dair değerlendirmeyi bize bırakmamış; ya ortalama insanın iyi tanımını bizim de kabul ettiğimizi varsayarak, yahut kendi yaptığı iyi tanımına bizi de dâhil etmeye çalışarak bizi belli bir harekete davet etmektedir. İyi şeyleri kabul etmekle sevkolunmayı kabul etmiş oluruz. Bizi birileri sevketmeye başladığı zaman elimize kendimize yarar şeylerin geçeceğini sanmak çocuklara mahsus bir anlayıştır. Balonla, çikolatayla kandırılmak istemiyorsak iyi şeyler sunulduğunda önce duraksamalı. Zira kendisine iyi şeyler sunulan bir kimse konumunda bulunmak da tekin değil. Böyle kimseler hem anlayış, hem de yaşayış bakımından içine düştükleri ortamın büyüsüne kapılmış ve hazlar karşısında zaafları yüzünden eleştirel yeteneklerini dumura uğratmış, gelişim güçlerinden alıkonmuş kimselerdir.
Sayfa 13 - Tiyo yayınlarıKitabı okudu
Gözlerimizin kamaşmasını, kör olmayı ya da çaresizlikten ölmeyi istemiyorsak, çareyi gölgede aramak zorundayız. Yârin gölgesiyle yetinip gözlerimizi ışığa alıştırmayı bilmeliyiz.
Zaman
Zaman nedir? Anlar, dakikalar, saatler, günler, aylar ve yıllar… Her insan için aynı mıdır bu kavramlar? Kimileri ‘akışa bırak düzelir’ der, kimileri ‘keşke geriye alabilsek zamanı’ diye pişmanlık duyar. Peki hangisi bizi iyi sonuca ulaştırır? Daha doğrusu zaman bu süreçlerde bir basamak olabilir mi? İyileştirir mi yaraları? Ya ilerlemesini
Reklam
338 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.