Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
REBECCA DONOVAN-BENİMLE KAL (Nefes Serisi 2.kitap) 'Hayatın anlamını istediğin kadar sorgulayabilirsin, ama şunu bil ki benim anlamım sensin..' Nefes serisi gerçekten adını hak eden ve nefes kesen ikinci kitabı ile devam ediyor.. Emma tüm yaşadıklarından sonra hayata tutunnaya çalışıyordu. Evan her zaman yanındaydı ve ona tüm kalbini tüm sevgisini veriyordu. Emma'yı karanlıktan kurtaracağına ve bir daha ona bir şey olmayacağına onu koruyacağına söz vermişti. Ancak söz konusu Emma'nın hayatıyken bu o kadar kolay olmayacaktı.. Emma yıllardır görmediği ve onu terk eden annesinin yanına taşındığında her şeyin farklı olacağına inandı. Artık onu sevdiğine, artık içmeyeceğine ve artık anne-kız olabileceklerine inandı. Bunlara inanmayı seçerken daha annesi kendine anne denmesini bile tercih etmiyordu oysa.. Ama asıl sorun annesinin kendinden fazla genç sevgilisi ve fazla yakışıklı sevgilisi Jonathan ile tanışınca başladı.. Karanlıklar ve kabuslar Emma ile Jonathan'ın ortak noktasıydı ve şimdi her şey yeniden başlıyordu. Mutluluk Emma için belki de çok uzakta değildi ancak bu sefer kendi mutluluğa uzak olmayı seçti. .. Nefesinizi tutarak okuyacağınız, kimi yerde Emma'ya çok çok sinirleneceğiniz ve bazen de Evan'ın aşkı gibi bir aşk dileyeceğiniz zamanlar olacak. Ben severek merak ve heyecan içinde okudum. Gerçekten tavsiye ederimm. (: Üçüncü kitap sipariş edilsin o zaman !! (: Kucak dolusu sevgiler size ♥♥
Stephen King'in son kitabında çok sayıda hikâye var ve bazıları önceden diğer kitaplarındaki hikâyelerin daha genişletilmiş ya da yeniden yazılmış halleri. Bir hikâye kitabına göre, özellikle de bir korku kitabına göre çok fazla hikâye var kitapta ve bu, kitabın tamamının çok iyi ya da iyi olmasını engelliyor, gereğinden fazla hikâye okuyoruz
Stephen King'in eserini belki 25 sene sonra yeniden okurken kitabın yazarın başyapıtlarından birisi olarak adlandırılmayı hak ettiğini düşündüm. Ne yazık ki çok kötü bir kitap ismi seçilmiş: aslında kitabın gerçek ismi Misery ve bu isim kesinlikle kitaba daha çok yakışıyor.
Misery, en azından son dönem King kitaplarında görüldüğünü düşündüğüm
Her şeyden önce bir sanatçının hayatı, eserleridir. Bu bakımından onu tanımanın en iyi yolu eserlerine bakmaktır. Ve diyebiliriz ki; yazmak değil, yazdığını okutabilmektir sanat!
Ciddi eserler vermek için, belirli bir alt yapıdan ve onu hazırlayıcı bir sistemin içinden geçmek gerekir.
O, yalnızca bir masanın başında kalem elindeyken yazmıyor.
Wulf Dorn'un geçen yıl okuduğum ve hiç beğenmediğim Oyunbaz kitabından sonra açıkçası bu sefer biraz isteksizce aldım Karabasan'ı. İyiki almışım. Beklentilerimizin düşük olduğu kitaplar bazen bizi şaşırtır ya hani, biraz beklentimizin düşük olmasındandır bu şaşırma hissi, bazen de gerçekten güzel bir sürprizdir hani söz konusu olan, işte bu sefer
Bir insanı delirmenin eşiğine ne getirir? Hangi yaşanmışlık ya da yaşanmamışlık. Ne kendini unutmasına sebep olur? Ne kadar tutunursa tutunsun düşmesi için son çelmeyi kim çakar? Kader mi? Kendisi mi? Genler mi? Kabuk mu?
'
'
İnsanın sınırları nerede başlar? Yaşayacağını,yaşamayacağını,üzüleceğini, çok ağlayacağını,seveceğini,çok ama çok seveceğini,hiç sevilmeyeceğini,görünmez olacağını,kilolu olacağını,kâbuslar göreceğini, hiçbir rüyayı hatırlamayacağını,karanlıktan korkacağını,yalnız kalmaktan veya kalabalıktan nefret edeceğini,tek dostunun kendi olacağını,yalnız kendiyle konuşmayı seçeceğini,susmayacağını ama duyacak kimse de bulamayacağını,yemek yemeği değil yemek yapmayı seveceğini,acılarını yemek kokularıyla bastırıp başkalarını doyurarak unutacağını,başkalarının görmediği insanları olacağını,duymadığı sesleri duyacağını,kaçışı yalnız uykuda bulacağını kim bilir?
'
'
Zeynep Kaçar Dünyayı sırtlanan kadı ların hikayesini anlatmış kitabında. Kabuk’un kadınları yaşam savaşlarını, kadınlık gururlarını,arayışlarını,buluşlarını, bulamayışlarını,normal bir hayat isteyişlerini ve en çok da sevgisizliklerini masa başında oturmuş kendi başına,kendi ama ötekinin hikâyesini anlatır gibi anlatıyorlar bizlere. Bir yandan kendi kabuğunu kırmaya çalışan diğer yandan içinde doğduğu kabuğa sıkı sıkıya tutunan kadınların hikâyesi... Tek kelime ile "mükemmeldi"
Çok ilginç bir bilim kurgu romanı. Yani bildiğimiz “yıldız savaşları” , ışın kılıçları, robotlar v.s yok kitapta. Tüm yüzeyi deniz (aslında yüzeyi jölemsi bir sıvı ile kaplı) olan Solaris adı verilen bir gezegen üzerinden yapılan psikolojik ve felsefi sorgulamalar ve çözümlemeler üzerinden ilerleyen bir kitap.
Bu gezegende kurulan araştırma istasyonunda bulunan bilim adamlarının ilginç öyküsü. Bilim adamlarının gördükleri hayaller veya kabuslar bir maddeden zehirlenmelerinin sonucu mu, uzay istasyonunda uzun zaman kalmanın getirdiği psikolojik bir bozukluk mu ya da iddia ettikleri gibi belirli bir bilince sahip bir canlı olan Solaris'in yolladığı mesajlar nedeni ile mi ?
Baştaki akıcılık, heyecan kitabın ortalarına doğru azalıyor ama yinede ilk baştaki kurgu sayesinde sonunu rahat getiriyorsunuz. Bilim kurguyu ve sorgulamayı seviyorsanız oldukça “sıkı” bir kitap…
95 syf.
·
Not rated
·
Liked
Bir saattir kitap seçmeye çalışıyorum. Elime bir kitap alıyorum, okumaya niyetleniyorum geriye bırakıyorum. Anlatı okuyacağım diyorum, bir anlatı seçip okumak için gidiyorum, başlayamıyorum. Hikaye okuyayım diyorum, onu da bırakıyorum. Kitap seçme problemim her zaman vardı ama bu defa farklı bir şey de var bunun yanında. İçimde bir sıkıntı var.
Sevgili 1000Kitap üyeleri inceleme uzun ama bir yıl bekleyip iki günde bir çırpıda biten bu güzel kitabı incelemeyeyim de ne yapayım değil mi :D
Paris'te 2016'da basımı ve dağıtımı yapılan Congo Requiem okuyabilmek için tam bir yıl bekledik! Yıl boyunca sanıyorum iki haftada bir Doğan Kitap'a mail atıp Tankut Gökçe'nin çeviriye başlayıp
