Şair Ka ile beraber dönemin siyasi ikliminin, Türkiye'nin uzun zamandır süregelen seküler-muhafazakar tartışmalarının ve her şeyin bir köşesinde birçok farklı aşk hikayesinin içinde barındığı Kars'a yolculuk yaptıran bir kitap. Başlarda yavaş ilerleyen, sonrasında sizi merak ettiren ve içine çeken hikayesinin yanı sıra, olayların çoğu yerinde gerçek hayatla bağdaşmaz bir taraf ve kargaşa hakim hissettirdi bana. İçine çeken bu uzun serüvenin ardından, çoğu Orhan Pamuk romanı gibi kitabın son 25-30 sayfasına geldiğimde artık merak edilecek her şey tamama ermiş oldu. Bazı kısımlarında keyif aldığım bazı kısımlarda ise bir eğretilik hissettiğim bir hikaye oldu. Okumaya değer fakat Kırmızı Saçlı Kadın ya da Masumiyet Müzesi kitapları kadar beğenmedim diyebilirim kendi adıma.