Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
Sen ne istiyorsan ve bu hayatında olmuyorsa bilinç altı düzeyde ona karşı negatif bir inancın ya da bir reddin vardır
Reklam
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde Oysaki seninle güzel olmak var Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Kelid aynası...
"Bu ayna yüreklerimizin derinliklerinde yatan tutkuları, istekleri gösterir bize. Aileni hiç bilmedin sen, onları görürsün. Kardeşleri tarafından ezilen Ronald Weasley, kendisini onlardan üstün görür. Ama bu ayna bizi bilgiye, doğruya götürmez. Gösterdiklerinin gerçek olmadığını bilmeyenler onun önünde eriyip gitmişlerdir ya da akıllarını kaçırmışlardır."
Albus DUMBLEDORE
Ne Olur Gelme
Bir daha yalandan yere uzatma ellerini bana. Bakma gözlerimin içine, bakıp da tüketme beni gözlerinde. Sana katlanamıyorum artık, sahte tebessümlerine, sahte sözcüklerine ve "Seni seviyorum" diyerek çekip gitmelerine... Bekleyişleri bırak bana! Bir de çocuksu hayallerimi, dokunma yaralarıma, dokunup kanatma. Sensiz yaşayamam zannediyorsun ya! Sen öyle san! Sensiz yaşarım hem de öyle güzel yaşarım ki; sebepsiz yere kahkahalar atar, soluksuz koşarım bu şehrin yollarında. Ama sen ne olur, dokunma bana! Eskisi gibi olmamı bekleme benden, senin yalanlarına gözleri kapalı inanan. Başkalarına yer verdiğin yüreğini görmezden gelen, sene herkesten çok seven çocuksu yanımı sana açmamı bekleme yeniden... Özleme beni! Bütün aşk şiirleri üzerine yemin olsun ki, ben bir daha özlemem seni... Gelme işte bir daha, yaralarımı sarmayacaksan, ömürlük aşklara inanmayıp günlük tüketilen aşkların kadını olacaksan gelme... Ben yaralarımı kendim sararım, kendimle baş başa kalır, bu hayatı, bu dünyayı ve tüm insanlığı yeniden sevebilirim... Ama sen! Ne olur gelme... "Bazen gideni aramaz insan, çünkü giden yaşanılan her şeyi götürmüştür. Geriye sadece hayatta tek başına tutunmak kalır, o da zordur işte..."
"Tahmin ettik, evet tahmin ettik," diye fısıldadı; "ve bis de onların gitmelerini istemiyorduk, değil mi? Hayır kıymetlim, hayır, cici hobbitlerin gitmesini istemiyorduk. Küller, küller ve tos ve sususluk var orada; ve çukurlar, çukurlar, çukurlar ve orklar, binlerce orklar. Cici hobbitler öyle yerlere sss gitmemeli." "Yani sen oraya gitmiştin, öyle mi? diye ısrar etti Frodo. "Ve bir şeyler seni yine oraya çekiyor, değil mi?" "Evet, evet. Hayır! diye viyakladı Gollum. "Bir kerecik, kasayydı, öyle değil mi kıymetlim? Evet, kasara. Ama geri dönmeyeceğis, hayır hayır!" Sonra aniden sesi ve konuşma tarzı değişti, hıçkırıkları boğazında düğümlendi ve konuşmaya başladı, ama onlara değil. "Beo ni rahat bırakın, Gollum! Canımı acıüyorssun. Ah benim savallı ellerim, Gollum! Ben, bis, ben geri gitmek istemiyorum. Yolu bulamam. Yorgunum. Ben, bis onu bulamayış, Gollum Gollum, hayır, yolu yok. Onlar hep uyanık. Cüceler, insanlar, elfler, parlak göslü korkunç elfler. Onu bulamam. Ah!" Ayağa kalka ve kavuşturduğu uzun ellerini, kemikli, etsiz bir düğüm haline sokarak Doğu'ya doğru salladı. "Yapamayacağı s!" diye bağırdı. "Senin için yapmayacağı s." Sonra tekrar yere çöktü. "Gollum, Gollum," diye sızlandı yüzü yere kapanık. "Bise bakma! Git! Uyu!" "Senin emrinle ne uykuya dalar, ne de gider Smeagol, dedi Frodo. "Ama eskisi gibi ondan kurtulmak istiyorsan bana yardım etmen gerekecek. Ve korkarım bu da ona giden bir yol bulmak demek. Ama sen yolun sonuna, ülkesine açılan kapıların gerisine kadar gelmek zorunda değilsin."
Reklam
Belki de Silah, Elimize Kalemden Daha Çok Yakışıyordur?
İlkokulda kermese gelen bir İHH çalışanına "Bu yardımları Gazze'ye nasıl götürüyorsunuz amca?" diye sormuştum. Kulağıma eğildi, fısıldayarak: "Bizim gizli yollarımız var; sadece mücahidlerin bildiği, şşştt aramızda.." dedi. Ben de sessizce "Beni de götürür müsünüz amca?" dedim; avucumdaki bozuk paraları ona
"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
Buna yakılır dostum ya...
" Sen ilk kadınsın... Yarama dokunan ilk kişisin. "
Sayfa 155 - E PUB - Lapis YayıncılıkKitabı okuyor
"Saruman'ın son bir çabayla sarf ettiği güç o kadar büyüktü ki, duyuş alanında olan kimse etkilenmeden edemedi. Fakat bu kez büyü tamamiyle farklıydı, iyi huylu bir kralın, hata yapmış olan ama yine de çok sevdiği bir vekiline nazik sitemini duydu herkes. Ama onlar dışarıda bırakılmışlardı, kendilerine söylenmeyen sözleri kapıda durmuş
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.